Hayat, zorlukların kuytularına gizlenmiş ve her birimiz, bu engellerle baş etme konusunda kendi eşsiz yöntemlerimizi örüp dokuruz. Kimimiz hislerini kağıda döker, kimimizse sessizlikle barış içinde çözüm arar.

Kelimeler, bazıları için adeta bir terapi aracıdır. Sorunların ortasında kalemle melodi oluşturanlar, duygularını harf harf dökerler. Kelimeler, içsel bir yolculuğun kapılarını aralar ve birçok kişi için edebiyat, karanlık anlarında bir ışık kaynağına dönüşebilir. Yazmak, duyguları düzenlemenin, anlam dolu bir hikaye yaratmanın ve kendi iç dünyasını keşfetmenin bir sanatı olabilir.

Bazıları ise sessizliği tercih eder. Ben de bu grup içindeyim. Sorunlarını içselleştirir, kendi iç dünyasında çözümler arar. Bu sessiz yolculuk, içsel bir denge arayışının da bir yansımasıdır bazen. Sessizlik, zaman zaman derin düşüncelere ve kendi içine dönüşe zemin hazırlar, sorunların kökenine inmek için bir fırsat sunar.

Farklı mekanizmalar, sanki büyülü bir tablo gibi bir araya gelir, her biri ayrı bir sanat eseri oluşturur aslında. Her bireyin baş etme tarzı, bir diğerinden farklıdır ancak bu farklılıklar, insanın gücünü ve esnekliğini yansıtır. Belki de asıl önemli olan, bu mekanizmaların birbirini anlaması ve saygı göstermesidir.

Sorunlarla başa çıkma sanatı, çeşitliliğin zenginliği içinde gizlidir. Kimi zaman bir şiirin içinde, kimi zaman sessizliğin gizemli koridorlarında bulunan çözümler, her birimizi bir diğerine bağlar. Herkesin farklı bir dilde dans eden bir hikayesi vardır ve bu hikayeler, bir araya geldiğinde insanlığın ortak portresini çizer.

Bu meşhur dansın içindeki notaları derinleştirmek, insanın kendi dünyasındaki çalgılara daha yakından kulak vermek demektir. Her birimiz, bu efsanevi dansın koreografisinde kendi izlerimizi bırakırız ve bu izler, insanın direncini ve yaratıcılığını kutlayan bir destan haline gelir. Bu destan, farklılıkların, zorlukların üstesinden gelme konusundaki sanatımızın bir övgüsüdür.