MİLLİ Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı okullarda eğitim alan 20 milyon 481 bin öğrenci ve görevli 1 milyon 178 bin öğretmen, bugün karnelerini aldı ve 15 günlük sömestir tatiline başladı. Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, okulların ara tatile girmesiyle ilk yarıyıl değerlendirmesi yaptı. Koç, “2023-2024 eğitim-öğretim yılı birinci ara tatil dönemi bugün başlıyor. Ancak eğitimde yaşanan sorunlar ülkemiz tarihinde görülmemiş bir boyuta ulaşmış durumdadır” dedi. 

tülin koç-1
‘ÜÇ ÇOCUKTAN BİRİ YETERSİZ BESLENİYOR’
Salgın, zamlar, ekonomik kriz ile birlikte artan yoksulluğun en çok çocukları etkilediğini söyleyen Koç, “ Ülke genelinde okul yemeği tüm öğrenciler için tartışmasız en temel hak ve talep iken eğitim öğretim yılı başında okul öncesi eğitimdeki okul yemeği uygulamasının afet bölgesiyle sınırlandırılacağı açıklandı. Açlık sınırı 12 bin 612 TL’ye, yoksulluk sınırı 43 bin 623 TL’ye ulaşmıştır. Ülkemiz nüfusunun yarısından fazlasının asgari ücretle çalıştığı bir gerçeklikte bir öğrencinin okul yemeği için aylık maliyeti ortalama bin 500 TL’dir. Yoksulluğun, zamların artışı ile beraber en az iki çocuğumuzdan biri açlığı, yoksulluğu, yetersiz beslenme sorununu yaşıyor. Gıda enflasyonu OECD ortalamasında 2023’te yıllık yüzde 7 artarken, aynı oran Türkiye’de yüzde 72 oldu. Euro stat tarafından 2021’de yapılan analizde Türkiye’de çocukların yüzde 45,2’sinin yoksulluk riski altında olduğu açıklandı. Bu oran 2015’ten itibaren artarak devam ediyor. TÜİK 2022 verilerinde de üç çocuktan biri yüzde 35,3 ciddi maddi yoksulluk, yetersiz beslenme sorunu yaşıyor” ifadelerini kullandı. 
YETERSİZ BESLENME EĞİTİMİ ETKİLİYOR
Yetersiz beslenmenin okul başarısını etkilediğini vurgulayan Koç, “Yetersiz beslenme, çocuğun okul için hazır bulunudğunu, akademik başarısını ve okula devamını da etkiliyor. Dünyada bu sorunların çözümü için en etkili ve en yaygın şekilde kullanılan müdahale programı okul yemeği. Bugün Öğrenci Veli Derneği olarak çocuklarımızın eşit, parasız, laik, kamusal eğitim hakkı için tarihi bir çağrı yapıyoruz. Tüm okul velilerini, demokratik kitle örgütlerini çocuklarımızın geleceğine sahip çıkan herkesi Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu’na çağırıyoruz. Kitlesel okul terklerinin durması, yoksulluktan kaynaklı çocuklarımızın çocuk yaşta çocuk işçilik yapmak zorunda bırakılmaması, yetersiz beslenme, gelişim yetersizliği, sağlık sorunlarıyla baş başa bırakılmaması için herkesi Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu’nda sesimize ses olmaya çağırıyoruz” diye konuştu.  
‘YÜZDE 12 ÖĞRENCİ AÇIKTAN OKUYOR’
Açık öğretimde okuyan öğrenci sayısı ise 2 milyon 346 bin 654 yani yüzde 12 olduğunu söyleyen Koç, “ ‘4 gün iş, bir gün okul’ sloganıyla patronlara ucuz iş gücü kaynağı olarak sunulan meslek lisesi öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) çocuklarımız can güvenliği olmadan çalıştırılmak ve okullardan koparılmaktadır ve MESEM’lerde ki öğrenci sayısı 1 milyon 324 bin 840’a ulaşmıştır. Çocuklar salgın, deprem ve artan yoksulluktan kaynaklı akın akın okullarını bırakmak zorunda kalmaktadır. Yapılan son yönetmelik değişiklikleri ile de devamsız olan öğrencilerin MESEM’lere yönlendirilmesi düzenlenmiş, mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştırılan çocukların okula kayıtları sosyal devletin sorumluluğundan çıkarılıp ailelerine bırakılmıştır. Yapılan bu yönetmelik değişiklikleri ile ve yoksulluğun, zamların artışı ile birlikte başta okul yemeği olmak üzere gerekli önlemler alınmazsa okul terkleri daha da büyük boyutlara ulaşacaktır” dedi. 

‘KALICI YAZ SAATİ UYGULAMASINA SON VERİLSİN’
Kalıcı yaz saati uygulaması 7 yıldır devam ettiğini söyleyen Koç, “Çocuklarımız gün doğmadan, zifiri karanlıkta uyanıp evden çıkmak zorunda kalmakta ve yine zifir karanlıkta eve dönmektedir. Özellikle ikili öğretim yapan okullarda, deprem bölgesinde çocuklarımız için kalıcı yaz saati uygulaması can güvenliği sorununa da neden olmaktadır. Çocuklarımız uykularını yeterince alamamakta, kahvaltı yapamamaktadır. Bu durum çocuklarımızın derse hazır bulunurluklarını, fiziksel gelişimlerini, akademik başarılarını olumsuz etkilemektedir. Kalıcı yaz saati uygulamasının hiçbir tasarruf sağlamadığı kanıtlanmıştır. Ayrıca söz konusu olan tasarruftan da öte çocuklarımızın fiziksel, psikolojik ve akademik gelişimleri, çocuğun üstün yararı olmalıdır. Bir an önce kalıcı yaz saati uygulamasından vazgeçilmeli, yaz saati-kış saati uygulamasına geri dönülmelidir” ifadelerini kullandı.
‘ÇEDES VE TÜM PROTOKOLLER İPTAL EDİLMELİDİR’
Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesini değerlendiren Koç, “ Eşit, parasız, kamusal ve laik eğitim ayrılmaz bir bütündür. Laik, bilimsel olmayan eğitimin kamusal olmasından da söz edemeyiz. ÇEDES ve imzalanan onlarca protokol, iş birliği ile STK adı altında çeşitli yapılar, kişiler okullarımızda ideolojik çalışma yürütmekte, öğretmenlik mesleği hedef alınmakta ve çocuklarımızın eğitim hakkı ihlal edilmektedir. Yıllardır imzalanan protokollerin devamında ÇEDES ile bu yapılar ve kişilerin yürüttükleri faaliyetler 81 ilde tüm okullarda yaygınlaştırılarak kalıcı ve sürekli hale getirilmiştir. ÇEDES ve tüm protokoller iptal edilmelidir” diye konuştu.
‘DEPREMDEN SONRA ÇOCUKLAR OKULA GİTMEDİ’
Depremden sonraki süreci değerlendiren Koç, “Deprem bölgesinde 4 milyonu aşkın okul çağındaki öğrenci depremden olumsuz etkilenmiştir. Deprem bölgesindeki çocuklar yoksulluğu diğer illerden daha da yoğun yaşamaktadır. Gerekli önlemler alınmazsa deprem bölgesindeki öğrenciler için okul terkleri en büyük risk olacaktır. Yapılan son anketlerden Türkiye Koruma Sektörü İhtiyaç Analizi anketini cevaplayan ailelerden yüzde 21,8’i çocuklarından hiçbirinin deprem sonrasında okula gitmediğini söylüyor. Tüm çocuklarının okula gittiğini söyleyen ailelerin oranı ise yüzde 61,9’dur. Depremler nedeniyle birçok okul yıkıldı veya hasar aldı. Son açıklamalara göre, deprem bölgesinde 936 okul kullanılamaz hâle gelirken bu sayı derslikler için 11 bin 738’dir. Depremin eğitim ortamlarına etkisinin en güçlü olduğu il gerek oransal gerekse sayısal olarak Hatay oldu. Hatay’da neredeyse iki derslikten biri, dersliklerin yüzde 45,4’ü kullanılamaz hâle geldi. MEB 11 bin 738 dersliğin yeniden yapımı için planlama yapıldığını söyledi. Ancak, bu çalışmaların hangi aşamada olduğuna ilişkin kamuoyu ile paylaşılan bir bilgi yok. Deprem bölgesinde temel sorunlardan biri okula ulaşımdır. Okul sayısı yetersizliğinden kaynaklı çocukların okula ulaşımı aileler için ciddi bir maddi yük haline gelmiştir” dedi. 

Muhabir: ÇİĞDEM KORKAN/ÖZEL HABER