Genç yaşta ortaya çıkan hipertansiyon, çoğunlukla fark edilmeden ilerleyerek kalp krizi, felç ve böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle gençlerin düzenli tansiyon kontrolü yapması ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanması gerekiyor.

Hipertansiyon, genellikle ileri yaşla ilişkilendirilen bir sağlık sorunu olarak bilinse de, gençler arasında da hızla yaygınlaşan önemli bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Akdeniz Sağlık Vakfı Yaşam Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Çetinkaya, 40 yaş altındaki bireylerde hipertansiyon görülme oranının yüzde 9 ile 22 arasında değiştiğini belirterek, “Gençlerde ortaya çıkan hipertansiyon, yaşlı popülasyondaki hastalarla benzer riskler taşır ve ihmal edilmemelidir. Çünkü erken yaşta başlayan yüksek tansiyon, zamanla kalp, damar ve böbrekler üzerinde ciddi hasarlara yol açabilir. Bu durum, yaşam kalitesini düşürürken, ileri yaşlarda çok daha ağır sağlık sorunlarına neden olabilir” uyarısında bulundu.

218 202409201634281-2

HİPERTANSİYONUN SESSİZ TEHLİKESİ
Hipertansiyonun “sessiz katil” olarak anıldığını çünkü çoğu kişinin hastalığın farkında olmadan yaşadığını vurgulayan Prof. Dr. Çetinkaya, “Hipertansiyonun ilk belirtileri çoğunlukla felç ya da kalp krizi gibi ciddi sonuçlar olarak ortaya çıkar. Maalesef pek çok kişi, yüksek tansiyonu uzun süre fark etmeden yaşar ve hastalık ancak hayati tehlike oluşturan durumlarla kendini gösterir. Bu yüzden genç yaşlarda bile düzenli tansiyon ölçümü yapmak, erken teşhis ve tedavi için hayati önem taşır” dedi.

Tedavi sürecinde sadece ilaç kullanımının yeterli olmadığını söyleyen Prof. Dr. Çetinkaya, “Hipertansiyon tedavisinde en etkili yöntemlerden biri yaşam tarzı değişiklikleridir. Alınan tuz miktarının sınırlandırılması, sigara ve alkol kullanımının bırakılması, düzenli egzersiz yapılması ve fazla kiloların verilmesi tansiyonun kontrol altına alınmasında kritik rol oynar. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmak ve stres yönetimini öğrenmek de hastalığın seyrini olumlu yönde etkiler” diye konuştu.

HİPERTANSİYON VE BÖBREK SAĞLIĞI
Tansiyon yüksekliğinin böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek kronik böbrek hastalığına zemin hazırladığını belirten Çetinkaya, “Böbrek hastalıkları da tansiyonu yükseltir ve bu durum kısır bir döngü oluşturur. Genç hastalarda bile böbrek hasarları geri dönüşü zor komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle hipertansiyonun böbrek sağlığı üzerindeki etkisi kesinlikle göz ardı edilmemeli, düzenli kontroller ve gerekli tetkikler yapılmalıdır” dedi.

GENÇLERDE HİPERTANSİYONA DİKKAT!
Gençlerde hipertansiyonun nedenleri arasında stres, düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam ve aşırı tuz tüketimi gibi faktörlerin ön plana çıktığını söyleyen Prof. Dr. Çetinkaya şu ifadelere yer verdi; “Modern yaşamın getirdiği risk faktörleri gençlerde hipertansiyonun artmasında etkili. Özellikle stres, dengesiz beslenme, hareketsiz yaşam ve aşırı tuz tüketimi gençlerde yüksek tansiyonun başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Bu nedenle gençlerin bilinçlendirilmesi ve yaşam tarzı alışkanlıklarının gözden geçirilmesi büyük önem taşıyor. Baş ağrısı, görme bulanıklığı, çarpıntı, kulakta çınlama gibi belirtilere dikkat edilmesi gerekiyor. Ancak bu şikayetler herkes için geçerli olmayabiliyor. Bu yüzden tansiyon ölçümünün düzenli yapılması şart. Hipertansiyonun kontrol altına alınamaması durumunda kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, felç ve görme kaybı gibi ciddi sağlık problemleri ortaya çıkabilir. Bu da hem bireyler hem de sağlık sistemi için ağır bir yük oluşturur. Ancak erken tanı, düzenli takip ve yaşam tarzı değişiklikleriyle bu riskler büyük oranda azaltılabilir ve hastalar sağlıklı bir yaşam sürebilir.”

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA/ÖZEL HABER