Antalya’nın Kemer ilçesinde bulunan Idyros Antik Kenti’nde yapılması planlanan otel projesine karşı seslerini duyurmak isteyen ‘Idyros Antik Kenti’ne Dokunma Hareketi’ üyeleri itiraz dilekçelerini Kurul’a sunmak üzere Antalya Bölge Kurulu binası önünde toplandı. Hareket adına konuşan Erol Malkoç, “Idyros Antik Kenti’mize yapılan kötülüğe bir kez daha ‘hayır’ demek ve bu kötülüğün birinci derecede sorumlularından olan Kültür Varlıklarını Koruma Antalya Bölge Kurulu’na itiraz dilekçelerimizi vermek üzere burada, kurul binası önünde toplanmış bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
YÜZEY ALTINDA ÇOK SAYIDA ESER VAR
1969 yılında bölgenin ClubMed’e tahsis edilen ve 1972’de bölgede antik kent olduğu anlaşılmasına rağmen turizm gerekçesiyle tahsisin iptal edilmediğini aktaran Erol Malkoç “1976-77 yıllarında yapılan Idyros Antik Kenti kurtarma kazıları çok sınırlı bir bölgeyi kapsadı maalesef. Var olan otel nedeniyle kent sınırlarını bile tam olarak tespit etmek mümkün olmadı. Buna rağmen, kazının yayınlanan makalelerinden, Idyros Antik Kenti’nin ortasından Karayer Deresi’nin geçtiğini, kalıntıların bu derenin iki yanına dağılmış durumda olduğunu ve hatta otel alanı içinde hem yüzeyde hem de yüzey altında çok sayıda tarihi eser bulunduğunu öğreniyoruz. Bu kazılar sonucunda otele dokunulmamış, sadece ‘kör gözüm parmağına’ denebilecek şekilde ortada görünen birkaç bina kalıntısı koruma alanı olarak tespit edilmişti. Kentin iki yakasını birbirine bağlayan Karayer Deresi üzerindeki antik köprü kalıntıları da korunan kalıntılardan biriydi” dedi.

‘BİLİMSEL GERÇEĞE AYKIRI’
Açıklamada antik kentin sınırlarının bilimsel gerçeklere aykırı olarak çok dar tutulduğu ve kazıların sadece Karayer Deresi’nin batı kıyısında sınırlı kaldığı, ancak kentin köprünün diğer tarafında, Çalış Tepe’ye kadar uzandığı belirtildi. Koruma Kurulu’nun, otel projesine yer açmak için kentin büyük kısmını ‘sit alanı’ dışında bıraktığı veya koruma derecesini düşük tuttuğu iddia edilen açıklamada, “Antik Kenti’ni inceleyen Türkiye Arkeologlar Derneği Antalya Şubesi arkeologları, var olan kazıların çok yetersiz olduğunu, araştırmaların köprünün Doğu kanadı tarafında, Çalış tepe ve Ertuğrul Tabyalarına kadar olan çok daha büyük alanda devam etmesi gerektiğini ortaya konan bir rapor yayınladılar. Söz konusu raporu, derneğin sosyal medya hesaplarında bugün de görmek mümkündür” denildi.
KAZI ALANI BEKLENİRKEN OTELE TAHSİS EDİLDİ
2018 yılında tahsis süresi biten otelin ardından bilimsel kazıların alanının genişleyeceği beklenilirken alanın yeni bir otele tahsis edileceğini öğrendiklerini belirten Idyros Antik Kentine Dokunma Hareketi üyeleri, alanın kazı çalışmalarına ayrılmasını istedi. Malkoç, “Nitekim, 2022 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Idyros Antik Kenti resmi kazı alanına kadar dayanmış olan 293.000 metrekarelik tahsis alanı içinde kalan tarihi yapıların araştırılacağını, sit derecelerinin saptanacağını duyurdu. Yani Kültür Bakanlığı otel projesine hayır demiyor, sadece otel alanı içinde kalacak tarihi eserlerin sit derecelerini saptayacağını bildiriyordu. Bu çalışma da Çalış Kalesi’ne kadar uzanmıyor, sadece kıyıdaki çok küçük bir alanı kapsıyordu” ifadelerini kullandı.

‘BETORNAME BİNALARDAN OLUŞAN KORKUNÇ BİR PROJE’
2023 yılında alanın 45 yıllığına Özak Gayrimenkul AŞ adlı bir şirkete devredildiğini öğrendiklerini belirten Malkoç, “Bir sır gibi saklanan otel projesinin 900 yataklı, -2 + 3 şeklinde derin kazıları da içeren beş katlı betonarme binalardan oluşan korkunç bir proje olduğu bilgisine ulaştık. Bu otelin yapılması durumunda Idyros Antik Kenti’nin gün yüzü görmemiş, henüz sınırları bile saptanamamış olan büyük bölümünün artık geri dönülmez şekilde kaybedileceği ortadadır” dedi.
‘DEVLETE GÜVENMEK İSTİYORUZ’
Otel projesinin önünün açılmasında Kültür Varlıklarını Koruma Antalya Bölge Kurulu’nun verdiği izinlerin olduğunu belirten Malkoç, devlete güvenmek istediklerini belirterek şu sözleri kullandı: “Her zaman kullanılan ‘otel inşaatı sırasında kültür varlığı tespit edilirse koruma altına alınacak’ ifadeleri burada tamamen anlamsız. Çünkü 293.000 metrekarelik tahsis alanının sadece 40.000 metrekaresi 3.derece ve 1. derece sit ilan edilmiştir. 251.000 metrekarelik alanda şirketin başında arkeolog olmadan kazı ve beton işleri yapılabilecektir. Şirketin insafına bırakılmak, potansiyel bir antik yerleşime yapılacak en kötü işlemlerden biridir diye düşünüyoruz. Şirkete değil, devletimize, bakanlığımıza, koruma kurulumuza ve müzemize güvenmek istiyoruz.”
TALEPLERİ SIRALADILAR
Koruma Kurulu’na iletmek üzere dilekçe hazırladıklarını belirten Malkoç bu dilekçede belirttikleri talepleri ise şu şekilde sıraladı: “Bu dilekçeyle, Koruma Kurulunun Idyros Antik Kenti sınırlarını yeniden ve gerçekçi yani bilimsel bir yaklaşımla yeniden belirlemesini ve kentin sit statüsünü yükseltmesini talep ediyoruz. Aynı zamanda, antik kent üzerine verilmiş olan otel izninin de, sit alanlarının yenden değerlendirilmesi işlemi bitene kadar askıya alınmasını talep ediyoruz. Bunu yapmanın, kültürel mirasımıza karşı bir görev olduğunu düşünüyoruz. ‘Idyros Antik Kenti otele kurban edilmesin’ diyoruz. Jeoradar ve diğer teknolojik araçları kullanarak, acil kazılar ve sondajlar yapılarak şeffaf bir çalışmayla kentin tümünün gün ışığına çıkarılmasını, hak ettiği koruma statüsüne kavuşturulmasını bekliyoruz.”
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ’NE SİTEM
Son olarak Akdeniz Üniversitesi’ne de sözleri olduğunu belirten Malkoç, “Lütfen kültür varlığımıza karşı görevinizi yerine getirin. Orada bir otel tahsisi olmasaydı nasıl hareket edecektiyseniz, öyle yapın lütfen. Ayışığı Plajından Çalış Kalesi’ne kadar olan yüzlerce dönümlük alanda kazı yapma yetkisine sahip olan üniversitenizin, sadece küçücük bir alanda kazı yürütmesini kültürel mirasımıza bir ihanet olarak görüyoruz. Üniversitenin yetkisini kullanmasını, Karayer Deresi’nin Doğusunda da kapsamlı araştırma ve kazılar yapmasını bekliyoruz” dedi.




