Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Kavgacı, yangınların temel nedeninin doğrudan ya da dolaylı insan kaynaklı olduğuna dikkat çekti. Tarım alanlarının büyümesi, şehirlerin ormanlık alanlara genişlemesi ve enerji hatları gibi etkenlerin insan orman etkileşimini artırarak yangınların çıkmasında ciddi rol oynadığını belirten Kavgacı, “İnsan ormana ne kadar girerse yangın riski o kadar artıyor” dedi.
‘ORMAN BAHÇE DEĞİLDİR, EKOSİSTEMDİR’
Yangın sonrası bazı çevrelerin ‘zeytin ya da ceviz dikelim’ önerilerine sert çıkan Kavgacı, bu tür yaklaşımların ormanın doğasını bilmeden yapıldığını ifade etti. “Orman bir bahçe değildir. Zeytin, ceviz dikerek ormanın sunduğu hizmetlerin yerini dolduramazsınız” diyen Kavgacı, 20-25 metrelik kızılçam ormanlarının sunduğu mikroiklim, erozyon önleme ve su düzenleme gibi hizmetlerin, hiçbir meyve ağacıyla sağlanamayacağını vurguladı.
KIZILÇAM VE MAKİLİKLER BU COĞRAFYANIN DOĞAL SAKİNİ
Türkiye'de yaklaşık 5,5 milyon hektar kızılçam ormanı bulunduğunu belirten Kavgacı, “Akdeniz ikliminin doğal sonucu olan kızılçam ve makilikler, bu coğrafyanın kadim sakinleridir. Onları yok saymak doğayı anlamamaktır” dedi. Yangın anında kolay tutuşan bu ekosistemlerin aynı zamanda yangın sonrası hızla yenilenme kapasitesine sahip olduğunu vurgulayan Kavgacı, “Yaşlı kızılçam ormanlarının en temel yangına uyum yeteneği, ağaçların tepelerinde tohum stoku barındırmalarıdır. Yangın anında oluşan ısı enerjisi, bu tohum stoku üzerinde öldürücü etki yapmaz. Tam tersine, çimlenme engelini ortadan kaldırarak bu tohumların çimlenmesini teşvik eder” ifadelerini kullandı.
