SES Antalya Eş Başkanı Şükran İçöz, yaptığı açıklamada sağlık sistemindeki sorunlara dikkat çekerek, aile hekimliği pilot uygulamasından bu yana yaşanan süreci “reform değil yıkım projesi” olarak nitelendirdi. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelikli olduğu, bölge tabanlı birinci basamak sağlık sisteminin kurulabileceğini belirten İçöz, yaşanan sorunların ana kaynağının siyasi iradenin sağlık politikaları olduğunu vurguladı.

Başkan İçöz, “Aile hekimliği pilot uygulamasından bugüne kadar, yaşananların bir reform değil tam anlamıyla sağlık sistemini yıkan, emekçiler ve halk açısından büyük zararlar veren yıkım projesi olduğunu defalarca dile getirdik. Zaman içinde haklılığımızın her gün biraz daha ortaya çıktığını, yaşanan sorunların ne denli ciddi boyutlara ulaştığını açıkça gördük. Ülkemizin maddi kaynakları ve sağlık alanındaki insan gücü buna fazlasıyla yeterlidir. Burada asıl eksik olan, bu değişim için gerekli olan siyasi iradenin ortaya konmamasıdır” ifadelerini kullandı.

Ses (1)

PERFORMANS KESİNTİLERİNE SERT TEPKİ
Sağlık çalışanlarının karşılaştığı şiddet, mobbing, performans baskısı, güvencesiz gelir ve liyakatsiz yöneticiler gibi saymakla bitmeyecek sorunlara da dikkat çeken İçöz, “Her gün yüz binlerce insanın sağlığı için özveriyle çalışmamıza rağmen; kamu otoritesini yanımızda değil, maalesef her defasında karşımızda, mücadelemizin önünde bir engel olarak buluyoruz. Performansa dayalı ödeme sistemi adı altında uygulanan bu kesintilerle, hekimler 10 bin ile 16 bin TL, hemşireler, ebeler ve sağlık memurları ise 4 bin ile 6 bin TL arasında ciddi maaş kayıplarına uğruyor. Bu kesintilerin ardında hiçbir sağlık politikası yoktur. Tek amaç, sağlık hizmetini değersizleştirmek, birinci basamak sağlık hizmetlerini çökertmek ve sağlık emekçilerinin itibarını zedelemektir” dedi.

Hastalık Yönetimi Platformu (HYP) angaryasının halen devam ettiğini ve koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan zamanın giderek kısıtlandığını söyleyen İçöz, “Az sayıda personele aşırı iş yükü bindiriliyor, bunun üzerine yaşlı izlem, boy-kilo ölçümü gibi ek zorunluluklar ve esnek mesai, fazla mesai gibi baskılar dayatılıyor. Bu koşullar altında koruyucu sağlık hizmetlerine yeterince zaman ayırmak neredeyse imkânsız hale geliyor. Artık hiçbir rapor ücretsiz değil ve bu durum vatandaşın sağlık hizmetine erişimini daha da zorlaştıracak. Vatandaşlarımızın sağlığı için verilen hizmetler, maalesef daha fazla maddi yük getirecek” diye konuştu.

Ses (3)

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TALEPLERİ NET!
Sağlık emekçilerinin taleplerini dile getiren İçöz şu ifadelere yer verdi; “Sağlık Bakanlığı, öncelikle aile sağlığı merkezi binalarını inşa etmeli ve gerekli donanımları sağlamalıdır. Halkımıza etkili ve nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için, birim başına nüfus sınırı en fazla 2 bin olarak belirlenmeli ve buna uygun çalışma koşulları sağlanmalıdır. Yeterli sayıda hemşire, ebe ve sağlık çalışanı görevlendirilerek aşılama ve koruyucu hekimlik hizmetleri desteklenmeli ve geliştirilmeli. Ayrıca, aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık emekçilerinin maaşları yoksulluk sınırının en az iki katı olacak şekilde tek kalemden, kesintisiz ve emekliliğe yansıyacak biçimde ödenmeli; izin, hastalık, doğum ya da ailevi kayıplarda herhangi bir kesinti yaşanmamalıdır. Gelir vergisi ise yüzde 10’da sabitlenmeli ve ceza yönetmeliği kapsamında yapılan tüm ücret kesintileri yasal faiziyle birlikte geri ödenmelidir.”

BAKANLIĞA ÇAĞRI
Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulunan İçöz, “Aile Sağlığı Merkezlerinde görev yapan sağlık emekçilerinin maddi kayıplarına ve iş güvencesizliğine yol açan, halkın sağlığına hiçbir faydası olmayan yönetmelik değişikliklerinden derhal vazgeçilmelidir. Taleplerimiz hayata geçirilmelidir. Çünkü taleplerimizin karşılanması sadece sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmekle kalmayacak, aynı zamanda toplumun her kesiminin nitelikli, ulaşılabilir ve güvenilir sağlık hizmetine kavuşmasını sağlayacaktır” dedi.

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA