Hepimiz hayatımız boyunca çeşitli sınavlara tabi tutuluyoruz. Ne kadar öğrenmişiz, sıra arkadaşımızdan ne kadar öndeyiz?.. Herkes için eğitim sistemi, sadece sınavlardan yüksek notlar almak üzerine kurulu bir yarışa dönüşmüş durumda. “Yarış atı” tabiri belki de hiç bu kadar gerçek olmamıştı. Öğrenmek, anlamak ve bilgiye gerçekten ulaşmak yerine, sınavlarda alınan rakamlara odaklanıyoruz. Peki, eğitim sistemi gerçekten öğrenmeyi teşvik ediyor mu, yoksa sadece sınav kazanmak için bir araç haline mi geldi?
Bunu çok net hissettiğim bir anım var, aklıma hep geliyor. Lisede seçmeli derslerde sanat tarihini seçmiştim. İlgim ve merakım vardı çünkü. Fakat bir sayısal öğrencisi olarak tabii ki önceliğim sanat olmamalıydı. Ve o dersi hiç kimse seçmediği için sınıf açılmamıştı. Oysa fena mı olurdu o yoğun tempo içinde nefes alınabilecek bir dersimiz olsa?..
Dersler, sınavlarda karşımıza çıkacak soruları çözebilmek için gereken bilgileri ezberlemek üzerine odaklanıyor ne yazık ki. Bizden önce de bu böyleydi, sonra da böyle olacak gibi duruyor. Ancak bu yaklaşım, öğrenmeyi sadece kısa süreli hafızaya dayanan bir süreç haline getiriyor. Sonuçta hangimiz o zorla ezberlediğimiz formülleri, edebiyat derslerini hatırlıyoruz ki?.. Yanlış anlaşılmasın tabii ki her şey önemli ama öğrenme ve öğretilme biçimi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Eğitimdeki bu sınav odaklı yaklaşım, öğrencilerin yaratıcılığını, eleştirel düşünme becerilerini ve problem çözme yeteneklerini engelleyebiliyor. Öğrenciler, belirlenen doğru cevaplara odaklandıkları için farklı düşünme yollarını ve alternatif çözüm önerilerini göz ardı edebiliyorlar. Doğru kutucukları doldurmak bazen dünyaya at gözlüğü ile bakmaya neden olabiliyor.
Eğitim sisteminin öğrenmeyi teşvik etmesi ve sınavlara dayalı değerlendirmenin yanı sıra öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine uygun farklı öğrenme metotlarına da yer vermesi gerekiyor bence. Her öğrencinin kendine özgü bir öğrenme tarzı var sonuçta. Oysa ders çeşitliliği artsa farklı projeler yapılsa öğrencilerin içinde bulunduğumuz koca dünyaya bakış açıları genişletilse fena mı olur?
Uzun lafın kısası öğrencilerin hatta herkesin neyi neden öğrendiğini bilmeye ihtiyacı var. Yoksa sürekli akıllarda o soru dolaşacak: Bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak?