Yıllardır Türk futbolunun yanlışları, eksikleri, hataları ve temposu tartışılır.

Özellikle karşılaşmalarda topun oyunda kalma süreleri en büyük tartışma konusudur.

90 dakikalık müsabakada topun oyunda kalma süresi 40-45 dakikaları buluyor.

Neden?

Çünkü oyun oldukça fazla duruyor.

Çok faul yapılıyor.

Oynamak yerine takımlar oynatmamayı tercih ediyor.

Böyle olunca da Türkiye’de oynanan futbol Türk dizilerinden hallice bir hal alıyor.

Aynı diziler gibi uzun uzun bakışmalar, yavaş hareketler…

Bu nedenle de insanlar futbol karşılaşması izlemekten sıkılmış durumda.

Çünkü ortada bir keyif yok.

Belki de bundan dolayı dijital platformlardaki ortalama 50 dakikalık diziler daha çok tercih edilir hale geldi.

Artık insanlar dizilerin de futbolun da hızlı olmasını istiyor.

Türkiye’de futbolun ne kadar yavaş ve adeta yürüyerek oynandığını Fenerbahçe-Rangers maçında izledik.

70 Milyon Euro’luk takım olan İskoçya temsilcisinin koşan, dinamik bir ekip olduğunu gördük.

Genç, koşan, rakibe yakın ve temaslı oynayan, kanatları iyi kullanan ve hızlı atağa çıkan takımlar günümüzü futbolunda başarılı oluyorlar.

Uzun toplarla ceza sahasına gitmek ise artık demode hale geldi.

Fenerbahçe bu demode oyunu seçti ve sahada 3-1 mağlubiyetle ayrıldı.

İskoç temsilcisinin 90 dakika boyunca, hiç boş alan vermediğini, oyun disiplininden kopmadığını, sahaya ezberledikleri oyunu nasıl oynadıklarını gördük.

İşte Türk takımlarının da yapması gereken şey budur.

Hızlı ve tempolu oyunu yapabilen takımlar Türkiye’de ön plana çıkar.