Yüz binlerce aday, geleceklerini şekillendirecek bu önemli süreçte hem büyük bir heyecan hem de yoğun bir stres yaşıyor. 2025-YKS tercih işlemleri, 13 Ağustos 2025 Çarşamba günü saat 23.59’da sona erecek. Uzmanlar, bu dönemin yalnızca akademik bir karar süreci olmadığını, aynı zamanda psikolojik ve duygusal yönü ağır basan bir dönem olduğunu vurguluyor. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Antalya Şube Başkanı Tayfun Yılmaz, hem öğrencilere hem de ailelere önemli uyarılarda bulundu.
‘DUYGULAR KÜÇÜMSENMEMELİ’
Yoğun geçen sınav sürecinin ardından başlayan tercih döneminin, gençlerin hayatındaki en kritik dönemlerden biri olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bu süreçte öğrenciler sadece bir okul ya da bölüm seçmiyor, aynı zamanda hayatlarına yön verecek önemli bir adım atıyorlar. Dolayısıyla mutluluk, hayal kırıklığı, kaygı, kararsızlık ve belirsizlik gibi birçok farklı duygu yoğun bir şekilde yaşanabiliyor. Bu duygular tamamen insani ve doğaldır. Kesinlikle küçümsenmemeli ya da görmezden gelinmemelidir. Aksine, bu duyguların farkına varılması ve sağlıklı şekilde yönetilmesi gerekir. Aileler, çocuklarının bu zorlu süreçte yalnız olmadığını hissettirmeli, onların yanında olduklarını açıkça göstermelidir. Destekleyici bir yaklaşım, öğrencilerin daha sağlıklı tercihler yapmasına yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.

‘AİLELER YOL GÖSTERİCİ BİR ROL ÜSTLENMELİ’
Tercih sürecinde yaşanan en büyük hatalardan birinin, kararın öğrenci yerine aileler tarafından alınmaya çalışılması olduğunu belirten Yılmaz, “Aileler elbette çocuklarının iyi bir gelecek kurmasını ister. Ancak bu iyi niyet, bazen gençlerin hayallerinin ve isteklerinin önüne geçebiliyor. Veliler, kendi geçmişteki hayallerini ya da pişmanlıklarını çocuklarına yüklemeye çalışmamalı. Kararın merkezinde kesinlikle öğrenci olmalı. Çünkü o bölümü okuyacak olan da, o mesleği hayatı boyunca yapacak olan da öğrenci. Ailelerin görevi; baskı kurmak değil, yol göstermek, seçenekleri birlikte değerlendirmek ve sürece rehberlik etmektir. Gençleri cesaretlendirmeli, onlara güvenmeli ve öncelikle birer dinleyici olarak yanlarında yer almalıdırlar” dedi.
‘ÖNEMLİ OLAN, ÖĞRENCİNİN KENDİ POTANSİYELİNİ KEŞFETMESİ’
Yılmaz, tercih sürecinin aynı zamanda gençlerin kendilerini tanımaları için bir fırsat olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Öğrencilerin gerçekten ne istediklerini, hangi alanlarda başarılı olabileceklerini ve hangi mesleklerin onları mutlu edebileceğini keşfetmeleri bu süreçte çok kıymetli. Sadece popüler ya da ‘garanti meslekler’ diye adlandırılan alanlara yönelmek, uzun vadede mutsuz bireylerin oluşmasına neden olabilir. Gençlerin kendi potansiyellerini fark etmeleri ve bu potansiyel doğrultusunda bir eğitim planı oluşturmaları, hem akademik başarıyı hem de yaşam doyumunu beraberinde getirecektir.”





