Gökyüzü, Antalya'nın Akseki ilçesinde, tarih ve doğanın gizemli birlikteliğiyle bilinen Geyran Yaylası'nın üzerinde bir örtü gibi dururken, zamanın dokunuşuyla işlenmiş eski bir hikaye gizlenir. Yaylanın serin rüzgarları, yüzyıllar öncesinin izlerini taşırken, yürekleri sarmalayan bir efsanenin başlangıcına doğru yol alırız.

GRAVANDE'NİN GÜLÜ

Eski adıyla Gravande (Sadıklar), Geyran Yaylası'nın kucağında saklı, gizemli bir hazine gibidir. Bu köyde yaşayan genç bir kız, efsanelerde adı geçen güzellikleriyle tanınırmış. Ancak kalbindeki seçici aşk, hiçbirini kabul etmezmiş. Bir gün, gizemli bir hastalığa yakalanmış ve bu ağır yük altında yaşamını yitirmiş. Ardında, yalnızca anıları ve efsanevi bir miras kalmış.

MİRASA ORTAKLIK MÜCADELESİ

Kızın ölümüyle birlikte, etrafındaki altı köy, onun mirası için bir araya gelmiş. Kızın kefeni ve mezarı için gereken masraflar, adaletle paylaşılmış. Ancak bu mirasa ortaklık, çekişmeli bir mücadelenin fitilini ateşlemiş. Geyran Yaylası'nın hak sahipleri arasında bir çekişme başlamış. Adaletin peşinde koşulmuş ama sonuç alınamamış. Uzun bir mücadeleden sonra, altı köy, yaylayı ortak mülkiyet olarak kabul etmiş.

ALTI MAHALLENİN CÖMERT BİRLİKTELİĞİ

Geyran Yaylası, altı mahallenin cömert birlikteliğini simgeliyor artık. Sadıklar, Aşağı Işıklar, Cemerler, Özenkaya, Taşlıca ve Mahmutlar, yaylayı ortaklaşa kullanıyor ve koruyor. Yayla, çevre il ve ilçelerin de ilgisini çekiyor. Etkileyici kaynak sularıyla, yazın ve güzün her döneminde ailelerin piknik rotası olmuş durumda. Geyran Yaylası, bolluğu ve güzelliğiyle her ziyaretçiyi büyülüyor. Burada akar kaynak suları, temizliği ve berraklığıyla dillere destan olmuş Koca Oluk Suları gibi, misafirleri ferahlıkla dolduruyor.

Geyran Yaylası, zamanın ötesinde bir hikayenin izlerini taşıyor günümüze. Gravande'nin gülünün unutulmaz güzelliği, bir efsane olarak anlatılıyor belki de yüzyıllardır. Altı köyün birlikteliği, adalet ve dayanışmanın zaferini simgeliyor hala...