Keşke kapatmasaydı ama başta asgari ücretliler olmak üzere, emeklisi, dar gelirlisi olmak üzere maaşı ayın ortası gelmeden eriyen vatandaş “İlle de ara zam” diyormuş. Amma velakin Sayın Çalışma Bakanımız, “Böyle bir çalışma yok” deyip kapıyı hızlıca kapatmış. Hal böyle olunca da enflasyona yenik düşüp kiraya ve gıdaya yetişemeyen vatandaş, çareyi yüksek faizli kredi çekmekte bulur olmuş. Keşke diyorum dünyanın borcuna giren ücretli de emekli de dar gelirli de patronlar gibi konkordato isteyebilse. Hani Aile Yılı yaşıyoruz ya!

***

Enflasyon TÜİK'e göre düşüyorsa da toplum hayatta kalmak için günü kurtarmaya çalışıyor, geçim mücadelesi veriyor. Yaşayan bilir öyle değil mi? Ekonomistlerin araştırmalarına göre, sokağın en büyük sorunu açlık ve yoksullukmuş ve dahi sosyal destekler artıyormuş. Bakalım ki veriler ne diyormuş, “Açlık sınırı 23 bin 590 liraya yükseldi” diyormuş. Üstüne üstlük, dar gelirliyi daha zor günler bekliyormuş. Yok artık, bu araştırmacılar konuştukça yemin olsun sinirlerim tepemde fiyonk oluyor.

***

Enflasyon, sen buraların efesi misin arkadaş. Senin de belin elbet gün gelir kırılır unutma! Ama TÜİK bile 'yoksulluk tırmanıyor’ diyorsa. Orta yerde bir geçim kabızlığı var demektir.

***

Bizim buralarda durum ahval böyle. Piyasada enflasyonun düşeceği tahmini yokmuş, beklentiler yükseleceği yönündeymiş. De, Ankara enflasyonu düşürmek için mücadele veriyor, elbet bir gün. Hal böyle olunca da asgari ücretlilerin ve emeklilerin ara zam beklentisi artıyor. Ve ekonomistler soruyor “Daha ne bekleniyor?”. Ne bilelim biz.

***

Buyurun işte eline pankartı alan meydanlarda. Misal, kademeli emeklilik mağdurları sokaklarda. Onlar EYT yasasından da yararlanamadılar, geç emekliliğe itiraz ediyor. Eh bakıldığında, kaybettikleri bir günle 17-20 yıl çalışmak zorundaymışlar. Sloganları ise “Hemen değil, kademeli emeklilik”. Ama işin içinden konunun uzmanları bile çıkamaz olmuş. Kademeli emeklilik bekleyenlerin sesi duyulur mu acaba?

***

Vatandaş, olmayan bütçesine bir türlü ayar veremez olmuş. Gıda etiketleri deseniz yayından fırlayan ok misali uçmuş. Üreticinin de tüketicinin de ağzı yanmış. Çözüm ise malum, yüksek banka faizlerine rağmen vatandaş kredi çekmek zorunda kalmış. Yani dar gelirli yaşamını borçla sürdürür olmuş. İşte bizim buralarda durum böyle. Sevgiyle kalın, hoşça kalın.