‘BİR MÜZEYİ YIKMAK BELLEĞİ PARÇALAMAKTIR’
ANSAN adına konuşan Nilüfer Gülerman, Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yalnızca taş ve vitrinlerden ibaret olmadığını, kentin kültürel hafızası ve kimliği olduğunu vurguladı. Gülerman, müzenin 1964 yılında ulusal bir mimari yarışmayla tasarlandığını, 1988 yılında Avrupa Konseyi tarafından ‘Yılın Müzesi Özel Ödülü’ne layık görüldüğünü hatırlattı.
Gülerman, “Bir müzeyi yıkmak, geçmişi silmek, belleği parçalamak ve geleceğin öğrenme hakkını elinden almaktır. Antalya Arkeoloji Müzesi, halkın ortak mirasıdır ve korunmalıdır” dedi. Müzenin loş ışıklar ya da ziyaretçi sayısıyla eleştirilmesini ise akılla alay etmek olarak değerlendirdi.
1 aydır nöbet tuttuklarını belirten Gülerman, bu süreçte 120 kişinin duygu ve düşüncelerini müze önündeki hatıra defterine yazdığını, müzenin bahçesinden heykellerine kadar Antalyalılar için ne denli önemli olduğunu her yönüyle belgelediklerini ifade etti. Açıklamanın sonunda “Antalya Arkeoloji Müzesi vazgeçilmezimizdir” sözleriyle tüm sanatseverlere birlik çağrısı yapıldı.
‘TURİZM RAKAMLARI YANLIŞ YORUMLANIYOR’
Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD) adına açıklama yapan M. Selçuk Ada ise, müzenin ziyaretçi sayısının düşük olduğu gerekçesiyle kapatılmasını eleştirdi. Ada, 2012 yılında 173 bin olan müze ziyaretçi sayısının, 2024 yılında 175 bine çıktığını; ancak aynı dönemde Antalya’ya gelen turist sayısının yüzde 55 arttığını belirtti. Selçuk Ada, yüzde 55'lik turist artışına rağmen müzeye girişin yalnızca yüzde 1 artmasının müzenin kabahati değil, tanıtım eksikliğinden kaynaklandığını söyledi.
"GoTürkiye YouTube kanalına milyonlarca lira harcanırken Antalya Müzesi’nin tanıtımı için ne kadar bütçe ayrıldı?" diye soran Ada, Bakanlık ve TGA’nın tanıtım zaafiyetinin tartışılması gerektiğini vurguladı.
Konyaaltı sahiline gelen ziyaretçi sayılarıyla müze ziyaretçilerinin kıyaslanmasının da yanlış olduğunu belirten Ada, “Bu kıyaslamaya göre Antalya’ya 27 milyon turist gelmiş olması gerekir. Oysa böyle bir sayı hiçbir zaman kaydedilmemiştir” dedi. Aynı çatı altındaki kurumların kendi içinde çelişkili beyanlarda bulunduğunu ifade eden Ada, 2025 başında İl Kültür Müdürü’nün müzeyi ‘en çok ziyaret edilen yer’ olarak tanımladığını, buna rağmen TGA'nın internet sitesinde müzeye dair bir sayfa bile olmadığını söyledi.
Müze giriş ücretlerinin son yıllarda Euro bazlı ve ani artışlarla yükseldiğine dikkat çeken Ada, bu durumun yurt dışındaki acentalarla yapılan anlaşmalarda büyük sorunlara yol açtığını ifade etti. Bu nedenle birçok turun müze ve ören yerlerini programlarından çıkardığını, kültür turizminin bundan ciddi zarar gördüğünü söyledi.
Antalya Müzesinin şehir merkezine yakınlığı, otobüs ve araç parkı gibi erişim kolaylıklarıyla turizm açısından avantajlı bir noktada olduğunu vurgulayan Ada, “Yer konusu tartışmasızdır; müze burada kalmalıdır” dedi.
Turizmin yalnızca ‘deniz, kum, güneş’ üçlüsüne indirgenemeyeceğini ifade eden SAYD, müzenin yıkılmasının Antalya'yı kültürel çeşitlilikten mahrum bırakacağını belirtti. Ada, “Meteoroloji ve Karayolları arazileri mevcut müze için ek binalara dönüştürülebilir. Ancak müzeyi kapatmak, hiçbir mantıkla açıklanamaz” ifadelerini kullandı.





