Mevsim geçişleriyle birlikte grip vakalarında belirgin bir artış yaşanmasının beklendiği bu dönemde uzmanlar, hastalığın hafife alınmaması gerektiği uyarısında bulunuyor. Özellikle kapalı alanlarda temasın artması ve bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla daha hızlı yayılan gribe karşı en etkili korunma yönteminin aşı olduğunu belirten Antalya Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Dilek Şahin, belirtilerden tedavi sürecine ve risk gruplarına kadar önemli bilgiler paylaştı.

Grip virüsünün son derece hızlı yayılan bir enfeksiyon hastalığı olduğunu vurgulayan Dr. Şahin, “Grip; ani başlayan yüksek ateş, tüm vücutta hissedilen kas ve eklem ağrıları, belirgin halsizlik, titreme, baş ağrısı, boğazda yanma ve ağrı, burun akıntısı ve tıkanıklığı ile birlikte çoğu zaman kuru öksürükle kendini gösteren ciddi bir hastalıktır. Bazı vakalarda mide-bağırsak sistemi de etkilenebilir ve kusma ile ishal görülebilir. Hastaların önemli bir bölümünde istirahat gereksinimi oluyor. Grip geçiren kişilerin büyük çoğunluğu 3 ila 7 gün boyunca yatak istirahati yapmak zorunda kalır. Ateş ve diğer şikâyetler azalsa bile kişinin kendini toparlaması zaman alır ve halsizlik hissi günlerce sürebilir” diye konuştu.

Dilek Şahin

‘SOĞUK ALGINLIĞI İLE SIKÇA KARIŞTIRILIYOR’
Grip ile soğuk algınlığının aynı hastalık olmadığını özellikle vurgulayan Dr. Şahin, “Toplumda en sık yapılan hatalardan biri gribi basit bir soğuk algınlığıyla karıştırmaktır. Soğuk algınlığı genellikle hafif belirtilerle seyrederken, grip çok daha ağırdır ve günlük yaşamı ciddi şekilde kısıtlar. Özellikle çocuklar, ileri yaştaki bireyler ve kronik hastalığı olan kişilerde grip çok daha ağır seyredebilir. Bu gruplarda zatürre gibi ikincil enfeksiyonlara ve hayati risklere yol açma ihtimali bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘ANTİBİYOTİKLER GRİBE KARŞI ETKİLİ DEĞİLDİR’
Tedavi sürecinde yanlış ilaç kullanımına karşı uyaran Dr. Şahin, “Grip tedavisinde amaç, hastanın şikâyetlerini azaltmak ve rahatlamasını sağlamaktır. Hekim önerisi olmadan kesinlikle ilaç kullanılmamalıdır. Antibiyotikler grip virüsüne karşı etkili değildir ve gereksiz kullanıldığında başka sağlık sorunlarına yol açabilir. Hamileler, kronik hastalığı bulunanlar ve belirtileri ağır seyreden hastalar zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalı, gerekli görülürse ilaç tedavisi hekim tarafından planlanmalıdır” diye konuştu.

‘GRİP AŞISI HER YIL MUTLAKA YAPTIRILMALI’
Gripten korunmanın en güçlü yolunun aşı olduğunu yineleyen Dr. Şahin, bu konuda kendisine sıkça sorular yöneltildiğini belirterek, “En çok karşılaştığımız sorulardan biri, grip aşısının her yıl yaptırılıp yaptırılmaması gerektiğidir. Bunun cevabı nettir; evet, grip aşısı her yıl yaptırılmalıdır. Çünkü grip virüsü sürekli değişim gösterir ve her sezon farklı tipler dolaşıma girer. Dünya Sağlık Örgütü, bir önceki yıl salgına neden olan virüs tiplerini dikkate alarak aşı içeriğini belirler. Bu nedenle aşı, yalnızca yapıldığı sezon için etkilidir ve uygulamadan yaklaşık 1-2 hafta sonra koruyucu düzeye ulaşır. Ancak 6 aydan küçük bebeklerde grip aşısı koruyuculuk sağlamaz” ifadelerini kullandı.

6949Cb102425Fd04Cb2E07Bf

‘RİSK GRUPLARI AŞIYI İHMAL ETMEMELİ’
Risk grubunda yer alan kişilere ayrı bir parantez açan Dr. Şahin, “65 yaş ve üzerindeki bireyler, huzurevi ve bakımevinde kalanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, şeker hastalığı gibi metabolik hastalıkları olanlar, astım başta olmak üzere kronik solunum yolu hastalığı bulunanlar, kalp-damar ve böbrek hastaları her yıl mutlaka hekimlerine danışarak grip aşısı yaptırmalıdır” dedi.

‘BAZI DURUMLARDA AŞI ERTELENEBİLİR’
Aşı uygulamasında dikkat edilmesi gereken durumlara da değinen Şahin, “Daha önce grip aşısı sonrası ciddi alerjik reaksiyon yaşamış olanlar ile orta ya da yüksek ateşli bir hastalık geçiren kişilerin hemen aşılanması doğru değildir. Bu kişiler, şikâyetleri azaldıktan sonra hekim tarafından değerlendirilerek uygun görülmesi halinde aşılanmalıdır” diye konuştu.

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA/ÖZEL HABER