Geçtiğimiz ay Antalya Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı Antalya Çocuk Evleri Sitesi’nde devlet koruması altındaki 6 aylık Arda bebeğin yaşamını yitirmesi üzerine Türkiye İşçi Partisi (TİP) Antalya İl Örgütü Antalya Aile ve sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde açıklama yaptı.
Konuşmayı TİP Antalya İl Başkanı Enes Keskin yaptı. Keskin, yaşanan olayı “trajik ve kamu vicdanını derinden yaralayan bir facia” olarak nitelendirdi. Keskin, şöyle konuştu:
“Yaklaşık bir buçuk ay önce, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Yeşildere Mahallesi’ndeki Çocuk Esirgeme Kurumu’nda hepimizi derinden sarsan bir olay yaşandı. Basına yansımayan, kurum içinde gizlenen bu trajedi nedeniyle bugün buradayız. Annesi şizofreni tanısı konmuş, babası uyuşturucu bağımlısı olan bir bebek devletin güvencesine teslim edildi. Ancak mevzuata aykırı şekilde 0–2 yaş grubundan 28 çocuğa yalnızca iki bakıcı görevlendirildi. Bu iki bakıcıdan biri de aslında temizlik personeliydi. Yıllardır bu durum yetkililere defalarca bildirilmesine rağmen hiçbir önlem alınmadı.”

Keskin, Arda bebeğin kırık bir beşiğe yatırılması sonucu 30 dakika boyunca can çekişerek yaşamını yitirdiğini belirterek şunları söyledi:
“Devlet, ‘benim güvencemde’ dediği bir bebeği koruyamadı. Personel, kırık beşiklerin tehlike oluşturduğunu defalarca bildirmişti. Ama hiçbir tedbir alınmadı. Bu, basit bir ihmal değil, liyakatsiz atamaların, keyfi yönetimin, yandaş kadrolaşmanın sonucudur.”

TİP Antalya İl Başkanı, sorumluların yalnızca bakım personeliymiş gibi gösterilmesine tepki göstererek Antalya Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Galip Sökmen’e seslendi:
“Bugün iki emekçi tutuklu bulunuyor. Oysa asıl sorumlular, mevzuata aykırı şekilde personel görevlendiren, kendi eşini bakım koordinatörü yapan yöneticilerdir. Daha önce yaşlı bakım evinde de benzer bir ölüm yaşandı. Yıllardır süren bu tasarruf politikalarının sonucunu yaşıyoruz. Bu ölümlerin hesabını kim verecek?”
TİP yetkilileri, Arda bebeğin ölümünün “inceleme başlatıldı” klişesiyle geçiştirilemeyeceğini, davanın takipçisi olacaklarını ve sorumlular hesap verene kadar mücadele edeceklerini belirtti.





