Hangi konuda olursa olsun aşağıdaki diyalogdan hepimiz kendimize biraz pay çıkarabiliriz. Ben gerontolog olarak yaşlanma, yaşlılık ve yaşlı insan hakkında, kendimi söz söyleyecek konumda görmekteyim. Ama söyleyeceklerimi söylemeden önce bazı şeyleri düşünmüş olmam gerekir. Günümüzden 2 bin yıl önce bir adam bilge Sokrates'in yanına gelir. Aralarında şu konuşma geçer:

Adam (A): Beni dinle, sana önemli bir şey söyleyeceğim.

Sokrates (S): Bekle biraz; bana söyleyeceğini üç elekten geçirdin mi?

A: Hangi üç elek?

S: Şimdi dikkatle dinle: Birincisi hakikat eleğidir. Söyleyeceklerinin hakikat olduğundan emin misin?

A: Hayır. Sadece başkalarından duydum.

S: O zaman hiç olmazsa ikinci elekten geçirmişsindir herhalde. Bu, değer ve iyilikeleğidir.

A: Kabul etmeliyim ki, hayır.

S: Pekala, herhalde üçüncü eleği de düşünmedin ve anlatacaklarının yararlı olup olmadığını da galiba sormadın.

A: Fayda mı, aslında bunu da düşünmedim.

S: Gördün mü, bana söyleyeceklerinin ne hakikat ne iyi ne de faydalı olduğunu düşünmediysen, o zaman en iyisi bunları kendine sakla.

Gerontoloji, yaşlanma üzerine öngörü ortaya koyarken hakikatbeklentisine sadık kalmalıdır. Yani objektif olmalı ve anlattıklarının her zaman başkalarınca denetlenebilir olmasını sağlamalıdır. Ayrıca Sokrates'in kastettiği manada yaşlanma üzerine ortaya koyacağı şeyler iyiolmalıdır. Bunun yanı sıra bunların faydalıolması da gerekir. Gerçekleri, iyileri ve faydalı olanları ortaya koymak gerekir.

Ancak gerçek, iyi ve fayda kavramlarının mutlak anlamları olmadığını dikkate almak gerekir. Gerontolojide mutlak hakikat yoktur. Prensipte bütün bulgular sadece yanlış oldukları kanıtlanıncaya dek doğru kabul edilir. Gerontolojiampirik bilgi üreten bir bilim dalı olduğundan, hiçbir zaman bulgularının her mekan ve her zamanda geçerli olan mutlak hakikat olduklarını iddia edemez ve iddia etse bile bunun kanıtını ortaya koyamaz.

Bulgularının iyiolduğunu da kanıtlayamaz. İyi göreli bir ifadededir. Kimine göre iyi olan şeyler başkalarına göre iyi olmayabilir. Örneğin; toplumda yaşlıların ihmal edildiği, suiistimal edildiği ve hatta şiddete maruz kaldıklarının göstergesi varsa ve gerontoloji bunları ampirik bilgiye dayanarak dile getiriyorsa, bunun iyi olduğunu kabul edenlerin yanı sıra kötü olduğunu düşünenlere de rastlanması mümkündür.

Öte yandan gerontolojik bilgilerin faydalıolup olmadıkları da görelidir. Toplumumuzda yaşlılık ve yoksulluk arasındaki ilişkilerin ortaya konulmasının faydalı olacağını düşünenlere karşı çıkanlar olabilir ve yaşlıların yoksulluğunu dillendirilmesinin zararlı olduğunu kabul edebilirler.

Bilge Sokrates, üç elekten söz ediyor, ama eleklerinin mutlak olduklarını kabul ediyor. Herkesin kendine özgü hakikat, iyilik ve faydalılık elekleri olduğunu unutuyor veya bilerek bunu söylemiyor. Böylece başkasına getirdiği eleştirilere karşı kendini korumaya çalışıyor. Halbuki aynı eleştirilen Sokrates için olduğu kadar bizler için de geçerlidir.