Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin son durağı olan Antalya’da etkinlikler hız kesmeden sürüyor. Antalya Kültür Sanat’ta gerçekleştirilen söyleşide konuşan Selma Gençel, ‘Kurganların izinde’ başlığı altında Türklerin kadim mezar yapıları ve bu yapılarla bağlantılı kültürel semboller üzerine bilgiler verdi.

‘KENDİ KÜLTÜRÜMÜZE NE KADAR YABANCI OLDUĞUMUZU FARK ETTİM’
Gençel, kurganlara ilgisinin yüksek lisans tezi sırasında başladığını belirterek, “Mardin Kızıltepe’nin geleneksel dövmelerini çalışırken semboller, Oğuz boyları, şamanizm ve Pazırık kurganlarındaki mumyalar üzerindeki dövmelerle karşılaştım. Kendi kültürümüze ne kadar yabancı olduğumuzu o zaman anladım. Bu yüzden, kültürümüzü tanıtmak için böyle bir gönüllülük başlattım” dedi.

‘KURGANLAR, ÖLÜMSÜZ BİR YAŞAM İNANCININ YANSIMASI’
Kurganların Türklerin yaşadığı coğrafyalarda hükümdar ve devlet büyüklerinin defnedildiği mezar odaları olduğunu anlatan Gençel, “Türkler öldükten sonra yaşamın devam ettiğine inanır. Bu nedenle kurganlar, insanların dünyada yaşadıkları evlerin bir benzeri olarak tasarlanmıştır. Mezar odalarına eşyaları, bazen hizmetlileri ve yol arkadaşları da eklenmiştir” ifadelerini kullandı.
Gençel, kurganların 15-20 metre yüksekliğe, 45-60 metre çap genişliğe ulaşabildiğini belirterek, bu yapıların Türk tarihinin önemli bir bölümünü oluşturduğunu söyledi.

‘TÜRKLERİN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ ALAN ÇOK GENİŞTİ’
Konuşmasında tarihsel araştırmalardan da söz eden Gençel, “1860’lı yıllarda Amerikalı bir arkeolog, Türkmenistan’da Sümerler ve Mısırlılardan daha eski bir medeniyetin izlerine rastlıyor. Bu medeniyetin Türklerin yaşadığı coğrafyada bulunduğu belirtiliyor. Bu da Türk kültürünün köklerinin ne kadar derinlere gittiğini gösteriyor” dedi.

‘KURGANLAR, ÜSTÜN BİR MEDENİYETİN İZLERİNİ TAŞIYOR’
Gençel, 2017 yılında Bakü’de katıldığı “Uluslararası Türk dünyasının ortak dili: Nakışlar” sempozyumunda kurganları kazan arkeolog Natalya Viktororna Polosmak’la tanıştığını anlattı. “Kurganlardan çıkarılan mumyalar üzerindeki dövmeler bizim kültürel sembollerimizle örtüşüyordu. Bu karşılaşma benim vizyonumu genişletti” diyen Gençel, kurganlardan çıkan kıyafet ve objelerin o dönemin ileri medeniyetini yansıttığını vurguladı.
“2500 yıl öncesine ait mumyaların üzerinde altın işlemeli kıyafetler, başlıklar ve süs eşyaları bulunuyor. Bu da Türklerin ne kadar zengin bir kültüre ve estetik anlayışına sahip olduğunu kanıtlıyor” sözleriyle sunumunu tamamladı.




