Stratejik konumu ve tarihi yapılarıyla dikkat çeken Payas ilçesi, yüzyıllardır Akdeniz’in en önemli geçiş noktalarından biri olmayı sürdürüyor. Antik dönemlerden Osmanlı’ya uzanan köklü geçmişiyle öne çıkan ilçe, bugün Hatay’ın tarih ve kültür turizmine katkı sağlayan önemli merkezlerinden biri konumunda. Doğu Akdeniz kıyısında yer alan Payas, tarih boyunca ticaret yolları üzerinde kritik bir durak olarak kullanıldı. Osmanlı döneminde bu rol daha da pekişti. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde, bölgeye verilen önemle birlikte ilçe adeta yeniden inşa edildi. Ünlü mimar Mimar Sinan tarafından inşa edilen Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Payas Kalesi, hamam, bedesten ve kervansaray gibi yapılar, ilçenin geçmişteki askeri ve ticari önemine ışık tutuyor.
Tarih boyunca liman kenti kimliğiyle öne çıkan Payas, Osmanlı'nın Halep ve İstanbul arasındaki lojistik hattında kritik bir rol üstlendi. Deniz ticaretinin canlandığı bu dönemde, Payas Limanı uzun yıllar boyunca bölge ekonomisinin kalbi oldu. Cumhuriyet’in ilanının ardından gelişimini sürdüren Payas, 2012 yılında kabul edilen büyükşehir yasasıyla birlikte Hatay’a bağlı bir ilçe statüsüne kavuştu. Bugün hem sanayi hem de kültürel mirasıyla dikkat çeken ilçe, geçmişiyle geleceği birleştiren önemli bir yerleşim merkezi olarak biliniyor.
PEKİ, PAYAS İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Tarihçiler, ‘Payas’ isminin Farsça kökenli olabileceğini öne sürüyor. Farsçada payas kelimesi, ‘sınır’, ‘kenar’ veya ‘karakol’ anlamlarında kullanılıyor. Bu anlam, Payas’ın Osmanlı döneminde bir sınır garnizonu ve askeri üs olarak kullanılmış olmasıyla da örtüşüyor. Osmanlı ordusunun sefer yolları üzerinde bulunan PayasIn, bu nedenle adını konumundan almış olabileceği düşünülüyor.