Termessos’a gittik önceki gün. Normal güzergahın dışında, yoğun bitki örtüsünün içinde, kendimize yol aça aça yürümeye çalışırken, peşimize bir hayvanın takıldığını, bizi izlediğini fark ettik. Ya domuz, ya yaban keçisi ya da kurt, çakal gibi yırtıcı bir hayvan filan diye düşündük önce. Ne yalan söyleyeyim; biraz da tırstık. Çok geçmedi, çıktı ortaya. Bir tilki… Etrafımızda hoplayıp zıplamaya başladı. Yemek verdik. Kendini sevdirdi. Kucağımıza filan aldık. Sonra bir köpek gibi kah önümüzde giderek, kah arkamızdan koşarak eşlik etti bize.
YEŞİL DÜNYANIN HAYDUTLARI
Daha önceki gezilerimizden, bölgenin köpeklerinin bizimle birlikte yürümesine alışkınız. Hatta ulaşması bile 4 saat süren Mnara antik kentine, yakınlardaki bir köy evinin iki köpeğiyle birlikte tırmanmıştık. Fakat böyle bir şeye, bir tilkinin rehberliğine ilk kez tanık olduk. Normalde böyle bir şeyi yazmam. Yazmamak da lazım… Çünkü yeryüzünü bir sürü haydutla bölüşüyoruz. Eline av tüfeğini alıp, pusuya yatacak bir dolu katil var ortalıkta. Fakat Termessos bir milli parkın içinde… İyi korunan, kollanan, gözlenen bir milli park burası… Aynı zamanda yaban geyiği koruma ve çoğaltma bölgesi. Yani güvenlik önlemleri yüksek…
TİLKİLER EVCİLLİK SIRASINDA
Tilkilerin evcilleşmeye çok yaklaştığı, adeta sıraya girdiği yönünde sohbetler dönüyor bir süredir. Böylesi haberler, yorumlar var. Termessos’taki otoparka inen, insanların verdiği yemekleri alıp kaçan tilkileri gördüm daha önce. Fakat bizi adeta bir köpek gibi izleyen, kendini sevdiren, kucağımıza gelen bu tilkiyi görünce, bu evcilleşme ihtimaline ben de katılmaya başladım. Tilkiler evcilleşiyor olabilir. Fakat bunda iklim krizinin, beslenme kaynaklarının yok olmasının, suların azalmasının etkisi büyük. Yoksa durduk yerde niye evcilleşsin ki hayvan?
BİZ BUNU KEDİLERDE YAŞADIK
Hayvan ve bitkilerin evcilleşmesi besin ekonomisiyle ilintili faaliyetler. İnsan daha fazla ve düzenli gıda için bitkileri, hayvanları evcilleştiriyor. Dere tepe buğday peşinde koşmak yerine, onu evcilleştirip tarıma geçiyor mesela. Bu faaliyetin en aykırı örneği kediler. Öyle düşünüyoruz ki, insan kedilerini evcilleştirmedi. Tam aksine kediler kendi kendine evcilleşti. Evimize, hayatımıza kendileri girdi. Çünkü ne gıda, ne de güvenlik ihtiyacı itibarıyla hayatımızda bir karşılıkları yok. Fakat onları çok seviyor ve besliyoruz. Kendi yemediğimiz somonu, her gün kedilere mama diye yediriyoruz mesela. Tilkilerde de muhtemelen bunlar yaşanacak.
KENDİNİ SEVDİREN KIYAMET
Yaşanacağını farz ediyoruz. Fakat bu iklim krizi, su krizi, toprak krizi, doğa krizi sonrasında bizim yaşayabileceğimiz bir dünya kalacak mı, dünyamızı kurtarabilecek miyiz, meçhul. Besin ve su kaynakları azaldığı için bize yaklaşan, hayatımıza girmeye, çıkınımıza ortak olmaya çalışan tilkiler, bir süre sonra bizi bulabilecekler mi? Bizim çıkınımızda bir şey kalacak mı? Çıkınımız kalacak mı daha doğrusu? Bir tilkinin doğa yürüyüşünde, antik kent gezisinde bizi izlemesi, gelip kendini sevdirmesi son derece cici. Fakat sevimli tilkinin başını okşarken düşündüğüm şeyler ise çok vahim. Çünkü dünyamız, doğamız, sularımız, havamız yok oluyor.