Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi, Yüksek Orman Mühendisi Prof. Dr. Ali Kavgacı, Batı Akdeniz Bölgesi'nde özellikle Isparta, Antalya ve Burdur çevresinde yaygınlaşan açık maden işletmeciliğinin sadece görsel ve estetik değil, aynı zamanda ekolojik tahribata da yol açtığını vurguladı. Kavgacı, “Bu tür faaliyetler peyzaj bütünlüğünü bozuyor, ekosistemleri parçalayarak doğal süreçleri aksatıyor” dedi.

ORMAN YOKSA TURİZM DE YOK

Antalya’nın Türkiye turizminin gözbebeği olduğunu belirten Kavgacı, bu coğrafyada turizmin ormanın gölgesinde geliştiğini ifade etti. “Orman ekosistemleri bozulduğunda, sürdürülebilir turizm ve tarım da tehdit altına girer” diyen Kavgacı, bölgenin çatlaklı yapıya sahip karstik zemininde yer altı su kaynaklarının korunmasının da maden faaliyetleriyle doğrudan bağlantılı olduğuna dikkat çekti.

Açık maden işletmelerinin tamamlandıktan sonra rehabilite edilemeyeceğini belirten Kavgacı, “Batı Akdeniz’in ana kayası ve topografyası göz önüne alındığında bu alanların işletme öncesi haline dönmesi mümkün değil” dedi. Bu bölgedeki arazileri, İstanbul’un kuzeyinde daha önce maden olarak kullanılıp sonradan tekrar ağaçlandırılan ormanlık alan örnekleriyle kıyaslamanın yanıltıcı olacağını belirten Kavgacı, “Burada toprak katmanı yok, ana kaya tamamen ortaya çıkarılıyor. Taşınarak toprak getirilmesiyle de doğal orman ekosistemi oluşturmak mümkün değil. Bu süreçler hem çok uzun zaman alır hem de çok maliyetlidir” diye konuştu.
Ali Kavgacı-1

SALDA'YI BESLEYEN YAYLAYA MADEN BASKISI

Kavgacı, Salda Gölü’nü besleyen Eşeler Yaylası’nda yeni maden ruhsatı taleplerinin gündemde olduğunu belirterek şunları söyledi, “Bu bölgeden çıkan sular hem Salda Gölü’nü hem de Dalaman Çayı’nı, Karamanlı ve Tefenni ovalarını besliyor. Aynı zamanda anıt niteliğinde bin yaşını aşan karaçam ormanlarını barındırıyor. Bu bölgeye yönelik maden talepleri ciddi bir tehdit oluşturuyor” dedi.

DOĞA MİRASIYLA ÇELİŞEN POLİTİKALAR

Prof. Dr. Kavgacı, Salda Gölü’nün eşsiz bir doğa mirası olarak her fırsatta ön plana çıkarıldığını ancak gölü besleyen su havzalarında maden işletmelerine izin verilmesinin bu söylemle çeliştiğini vurguladı. “Bir taraftan Salda’yı koruyalım diyoruz, diğer taraftan onu besleyen su kaynaklarının zarar görmesine göz yumuyoruz. Bu çelişkiyi aklımızdan çıkarmamız gerekiyor” dedi.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK/HABER