AĞIZ ve Diş Sağlığı Hizmetleri verilen kamu sağlık kurumlarında çalışan sağlık emekçileri, yaşadıkları zorluklara karşı seslerini yükselterek 14 Şubat Cuma günü bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Eyleme, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi öncülük etti. Meltem Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi önünde toplanan sağlık emekçileri adına basın açıklaması yapan Şükran İçöz, kadın sağlıkçılar olarak yaşadıkları sorunlara dikkat çekti.
Açıklamada, sağlık emekçilerinin karşılaştığı zorluklar sıralandı; yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan çalışma koşulları, düşük ücretler, tükenmişlik ve diğer çözülmeyen problemler. Şükran İçöz, tüm bu koşullar altında hizmet üretmenin imkansız hale geldiğini vurgulayarak bu koşullarda çalışan sağlık emekçilerinin üretimden gelen güçlerini kullanmaktan başka çarelerinin kalmadığını belirtti.
‘AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI EMEKÇİLERİ ZOR DURUMDA’
Açıklamasında sağlıkta dönüşüm programının, sağlık emekçilerinin ekonomik ve özlük hakları üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattığını dile getiren İçöz, “Ekonomik dar boğaz gerekçe gösterilerek tasarrufun öncelikle kamudan ve kamusal hizmet veren emekçilerden başlanarak yapılması sadece özlük ve mali haklarımızı değil nitelikli ve erişilebilir sağlık hizmetini de etkilemektedir. Sağlık emekçisi ve halkı karşı karşıya getiren bu sistemde en çok zarar görenlerin başında ağız ve diş sağlığı alanında çalışan kamu emekçileri gelmektedir.
Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük ücretler, tükenmişlik ile ağız ve diş sağlığı birimlerinde artık hizmet üretemez durumdayız.
Sorun çözmeyen hatta esnek çalışma modelleriyle sorunlarımızı daha da çoğaltan düzenlemeler yapan Sağlık Bakanlığı’nı uyarmak amacıyla örgütlü olduğumuz kamuda ağız ve diş sağlığı hizmeti veren tüm kurumlarımızda hizmet üretmiyoruz” dedi.
‘KALİTESİZ MALZEMELER VE YÖNETİM SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ’
Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde kullanılan malzemelerin kalitesizliğinden de şikayet eden İçöz şu ifadelere yer verdi: “Ağız ve diş sağlığı emekçileri, mesleklerinin planlanmasından sunulmasına kadar olan süreçlerde karar alma mekanizmalarından dışlanıyor. Sağlık hizmetlerinin sunumu ve çalışma koşullarının belirlenmesinde demokratik süreçlerin işlememesi, çalışanların iş tatminini olumsuz etkiliyor. Ayrıca, düşük ücretler ve performans baskıları da çalışanların motivasyonunu zayıflatıyor. Emekliliğe yansıyan temel ücretlerdeki düşük oranlar ve fazla çalışma koşulları, bu sorunu derinleştiriyor. Aynı zamanda, teşvik ödemelerindeki farklılıklar da eşitsizliği artırıyor.
MHRS sisteminin çökmüş olması, ağız ve diş sağlığı hizmetlerine ulaşmayı imkansız hale getiriyor. Randevu sürelerindeki yetersizlik nedeniyle nitelikli sağlık hizmeti sunmak neredeyse imkansız. Bakanlık, karşılanamayan randevu taleplerini azaltmaya yönelik adımlar atmak yerine, randevu sürelerini kısaltarak hem sağlık emekçilerini hem de hastaları zor durumda bırakmaktadır. Bu durum, sağlıkta şiddet vakalarının artmasına da neden olmaktadır.
Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde kullanılan malzemelerin kalitesinin düşüklüğü, hem hekimleri hem de toplum sağlığını tehdit etmektedir. Sağlık Bakanlığı, kamusal, erişilebilir ve nitelikli sağlık hizmeti sunma sorumluluğunu yerine getirmelidir.
Alt yapı eksiklikleri ve öğretim üyesi sayısındaki yetersizlik, diş hekimlerinin yeterli eğitim almadan meslek hayatına başlamalarına neden olmaktadır. Meslek içi eğitimlerin piyasanın insafına bırakılması, diş hekimlerinin gelişiminde önemli engeller yaratmaktadır. Kamu, hekimlerin mesleki eğitimini planlamalı ve nitelikli eğitim programları sunmalıdır.
Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde tedavi edici hizmetler, yoğun emek gerektiren ve yüksek bütçe gereksinimi duyan alanlardır. Bu nedenle, ağız ve diş sağlığı politikası yeniden ele alınmalı ve koruyucu sağlık hizmetleri ön planda tutulmalıdır. Ayrıca, sağlık emekçileri ve toplumun katılımını artıracak bir yöntem benimsenmelidir.
Sağlık turizmi ile paralı hale getirilen ve emekçileri sömüren sağlık hizmeti anlayışına son verilmelidir. Ağız ve diş sağlığı hizmetleri, ülkede yaşayan herkes için ücretsiz hale getirilmelidir.
Ağız ve diş sağlığı birimlerinde yaşanan eksik istihdam, hem çalışanların iş yükünü artırmakta hem de iş barışını bozmaktadır. Kamu ağız ve diş sağlığı merkezlerinde, diş hekimleri ve ağız diş sağlığı teknikerleri için kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
Diş hekimlerinin mesleki gelişimi önündeki engeller kaldırılmalı ve kamusal eğitim programları yaygınlaştırılmalıdır. Teknolojinin hızla geliştiği ve bilimsel bilginin güçlendiği günümüzde, diş hekimlerinin mesleki gelişimlerine yatırım yapılması büyük önem taşımaktadır.
Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde yaşanan eksiklikler ve iş yükü artışı, sağlık emekçilerinin maaşlarında da adil bir düzenlemeyi zorunlu kılmaktadır. Aynı işi yapan emekçiler arasında, kamu kurumlarında farklı ücretlendirmeler olmasının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Ağız ve diş sağlığı birimlerinde, liyakatsiz yöneticilerin baskı ve mobbingine maruz kalan çalışanlar, bu durumdan ciddi şekilde etkilenmektedir. Disiplin cezalarıyla maaşlardan kesinti yapılması ve rapor/izin günlerinde yapılan kesintiler, emekçileri tehdit eden unsurlar arasında yer almaktadır.”
‘KADIN SAĞLIK EMEKÇİLERİ HAKLARI İÇİN DİRENİYOR’
Kadın sağlık emekçileri adına yapılan açıklamada, eğitim eksiklikleri ve düşük ücretler de gündeme geldi. İçöz, “Sağlıkta dönüşümle geldiğimiz noktada tüm sağlık emekçileri gibi ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde çalışan emekçilerin de özlük, ekonomik ve demokratik hakları engellenmekte, sorunları görülmemekte, talepleri karşılanmadığından üretimden gelen güçlerini kullanmaktan başka çareleri kalmamıştır.
Bu inançla; halka nitelikli ağız ve diş sağlığı hizmeti sunma mücadelesi veren ağız ve diş sağlığı emekçilerinin ekonomik, özlük, demokratik haklarını korumak, iyileştirmek için başlattığımız fiili ve meşru eylemlerimiz artarak devam edecektir” dedi.