Dünya kenti diye övündüğümüz Antalya'nın göbeğinde bu binalar çürük, yıkık, bakımsız birer taş yığını olarak bırakılmalı. Özel İdare binasının tepemize çökeceği günü beklemeliydik.
Kadınyarı, serkeşlerin, ayyaşların, uğursuzların mekanı olarak kalmalı, aşağıda edepsizce oynaşların başına yukarıdan işeyenleri seyretmeliydi herkes.
Bırakın dünya milletlerini, Antalya'nın kendi çocukları bile Kaleiçi'nden içeri girememeli. Hangi köşeden çıkacağı belli olmayan tinercisi, hapçısı, jiletçisi korkusu ile yaşamalıydık.
Niye ıslah ettiler şehri ikiye bölüp giden kanalları. Biz kedi gibi farelerle yaşamaya alışmıştık.
Falezlerin tepesine mezbaha kurmuş, otellerin bok çukurları Akdeniz'e akıyordu.
Niye yaptılar ki kanalizasyonları. Milyonları toprağın altına gömdüler. Çöp konteynerleri caddelerde yüzüyordu. Donumuza kadar ıslanıyorduk.
Köprülü kavşaklara, tramvaylara ne gerek vardı.
Işıklar-Falez git gel. Klima motoru kıçına bağlı oyuncak bir trenle avunuyorduk biz.
Niye yıktılar ki sahildeki obaları. Donumuzu verandasına asıyor karpuzumuzu kesip denize giriyorduk.
Nerden çıktı bu deli deli fikirler, çılgın projeler.
Boğaçayı, Tünektepe, film platoları, kruvaziyer turizmi, yat limanları, sahiller, kentsel dönüşümler...
Biz kim Dubai, Barcelona,Londra, Miami ile aşık atmak kim... Nereden ürettik biz bu vizyon projeleri...
Komik değil mi?
Üzücü değil mi? Ama ne yazıktır ki bu yapılanları sorgulayan, eleştiren, kendilerinden olmayanların yaptıklarını ve yapacaklarını asla kabul etmeyen bir zihniyet var.
Dün dillerine Boğaçayı'nı, Konyaaltı Sahili'ni, limanları dolayanlar bugün Kent Müzesi'ne takıldılar.
Bilmiyorlar mı ki, kent müzeleri şehrin hafızasını gelecek nesillere taşır.
Neden durup dururken siyaset damarları depreşir bu insanların adını 'anılarımız yıkılıyor' koyar da saldırır hizmet, proje üretene.
Neredeyse tamamlanacak bir proje için şimdi mi akılları başlarına gelir, yıkılan spor salonunda ter dökenlerin.
Antalyaspor basketbol liginden çekilirken neden akılları başında değildir de şimdi anılardan bahsederler.
Nasıl bir tezata düşer inşaat mühendisi?
Nasıl bir sporcu ruhudur siyasete meze olmak?..
* * *
Belki de hiç kimse kendini fazla hırpalamamalı.
Bu şehrin insanları daha ne istediğini bilmiyor.
Yenisini yapıyorsun çocuğunun elinden tutup basketbol maçına gitmiyor, eskisini yıkarken 'ben çocuğuma basketbol oynadığım günlerimi nasıl anlatacağım' diyor.
Aslında başkan Menderes Türel en doğrusunu söylüyor; 'Onu yapma bunu yapma. Ne yapayım onu söyleyin?..'
Tısssssssssss!