Uzman Psikolog Anıl Yıldız, çocukların sosyal medya kullanımı hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Sosyal medyanın bilinçli kullanıldığında çocuklar için faydalı olabileceğini belirten Yıldız, aileler ve okulların bu süreçte birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

‘CİDDİ ZARARLAR DOĞURABİLİR!’
Bilinçsiz kullanıma karşı uyarılarda bulunan Yıldız şu ifadelere yer verdi; “Sosyal medya çocuklar için tamamen zararlı değildir. Doğru yönlendirilirse, sosyal medya çocuklar için hem eğitici hem de geliştirici bir araç haline gelebilir. Önemli olan ne zaman, ne kadar ve nasıl kullanıldığıdır. Belgesel sayfaları, eğitici videolar, bilgilendirici içerikler sayesinde çocuklar ilgi alanlarını keşfedebilir. Bilim, tarih, sanat gibi konularda eğlenerek öğrenme şansı bulurlar. Kendi içeriklerini üretirlerse – örneğin resim paylaşmak, video hazırlamak gibi – özgüvenleri ve ifade becerileri gelişir. Sosyal farkındalık kazanır, empati kurma becerileri artar. Ama kontrolsüz ve bilinçsiz kullanıldığında ciddi zararlar doğurabilir. Eğer sosyal medya bilinçsizce kullanılırsa, çocuk saatlerce boş içeriklerle vakit geçirir. Zaman kaybı olur, dikkat dağılır, dersler ve sosyal ilişkiler zayıflar. Zorbalık, kıyas, beğeni takıntısı gibi olumsuz durumlar çocukların psikolojisini etkileyebilir.”

29F67F42 4400 48C3 83B6 2Dce14829Ca7-1

‘DİJİTAL DENGE, İŞ BİRLİĞİYLE SAĞLANIR’
Dijital dünyanın çocukların hayatında yerinin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Yıldız, “Sağlıklı bir denge kurulması gerekli. Sağlıklı bir dijital denge kurmak, hem ailelerin hem de okulların birlikte hareket etmesiyle mümkün olur. Bu denge, çocukların hem dijital dünyadan fayda görmesini hem de gerçek hayattaki gelişimlerini sürdürebilmelerini sağlar” dedi.

Ailelere net ama esnek kurallar koymaları gerektiğini öneren Yıldız, “Her gün bir saat ekran süresi, yemek sırasında telefon yok, akşam 9’dan sonra telefon yok gibi kurallar net olmalı. Ama bazen çocukla birlikte bu kuralları esnetmek, ilişkiyi güçlendirir. Sürekli eleştirmek yerine, ‘Bugün neler izledin? Hoşuna gitti mi?’ gibi sorularla onun dijital dünyasına ilgi gösterilmeli. Böylece olumsuz içerikleri de sizinle paylaşmaktan çekinmez. Ebeveynler sürekli telefon başındaysa, çocuğa ‘bırak artık telefonu’ demek inandırıcı olmaz. Ekran dışında geçirilen kaliteli zaman da ekran süresi kadar önemlidir” ifadelerini kullandı.

‘BİLİNÇLİ TEKNOLOJİ KULLANIMI ÖĞRETİLMELİ’
Okulların da bu konuda önemli bir sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Çocuklara internette nasıl güvenli dolaşılır, bilgi nasıl ayırt edilir, siber zorbalık nedir gibi konuları erken yaşta anlatmak gerekir. Bu, teknolojiyi yasaklamaktan çok bilinçli hale getirmeyi hedeflemelidir” şeklinde konuştu.

Dijital dengeyi sağlamak adına eğitim yöntemlerinin çeşitlendirilmesi gerektiğini söyleyen Yıldız, “Her şeyi video ya da slaytla anlatmak yerine bazen tahtaya yazmak, kitap okutmak ya da deney yaptırmak ekran dengesini korur. Yüz yüze iletişimi destekleyen grup çalışmaları, drama ve oyun gibi etkinliklerle öğrenciler gerçek sosyal ortamlara da adapte olabilir” dedi.

Velilere yönelik seminerler, broşürler ve WhatsApp gruplarından yapılacak küçük bilgilendirmelerin de dijital farkındalık yaratmak açısından etkili olacağını belirten Yıldız, “Aileyle iş birliği içinde olmak, çocuğun dijital hayatını daha sağlıklı yönetmesine yardımcı olur” ifadelerini kullandı.

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA/ÖZEL HABER