Kaynağını Akdağlar’dan alan nehir, Seki Yaylası'nı geçtikten sonra Ören bölgesinde güçlü kaynaklarla beslenerek yoluna devam ediyor. Akçay ve Karaçay ile birleşen Eşen Çayı, son olarak Akdeniz’e ulaşarak bölgenin sulama ve ekolojik dengesine büyük katkı sağlıyor.
Seydikemer ilçesinin ortasından geçen Eşen Çayı, antik çağlarda “Xanthos” adıyla anılıyordu. Bölgenin tarihi dokusunu yansıtan bu isim “sarı” anlamına geliyor. Nehir, kaynaklarından berrak akan sularıyla başlarken yolculuğu sırasında taşıdığı alüvyonlar sayesinde sarı bir renge bürünüyor. Bu özellik, nehrin adını ve bölgedeki verimli toprakları şekillendiren doğal süreci gözler önüne seriyor.
Saklıkent Kanyonu’ndan sonra rafting ve kano gibi su sporlarına uygun hale gelen Eşen Çayı, doğa tutkunları için de önemli bir merkez. Kanyonun dar ve derin yapısı nedeniyle “karanlık-içi” adı verilen bölgede, çağlayanlar ve çeşitli kaynaklar nehirde eşsiz bir görsel şölen oluşturuyor.
Eşen Çayı’nın çevresindeki antik kentler ise bölgenin tarihsel önemini artırıyor. Kınık yakınlarında, nehrin doğu yakasında yer alan Xanthos antik kenti bölgenin başkenti olarak tarih sayfalarında yerini alıyor. Eşen Deltası’nın doğusunda, yaklaşık 100-120 metre yüksekliğindeki sırtlarda yükselen Patara antik kenti ise liman işlevi görmüş. Eşen Ovası’nda bulunan Letoon antik kenti ise dini merkez olarak, bu üçlü antik yerleşim arasında önemli bir bağlantı sağlıyor.
Eşen Çayı, bölgedeki tarım ve hayvancılığın gelişmesinde kritik bir role sahip. Nehrin sulama için sağladığı su kaynakları sayesinde Eşen Ovası bereketli topraklara dönüşüyor. Ayrıca, tarihte kereste taşımacılığında da kullanılan nehir, ekonomik açıdan bölge halkının yaşam kalitesini yükselten doğal bir varlık.
Doğanın coşkusuyla zaman zaman taşkınlar yaşatan Eşen Çayı, özellikle kış aylarında yükseklerdeki kar erimeleriyle su seviyesinde ani yükselmeler görüyor. Bu doğa olayı hem çevredeki yaşamı etkiliyor hem de toprağın yenilenmesine katkıda bulunuyor.
Denize ulaştığı noktada delta ovası oluşturan Eşen Çayı, ince bir kıyı çizgisi boyunca ilerliyor. Deltanın iki ucu İnce Burun ve Zeytin Burnu arasında düz bir sahil görünümü sergiliyor; bu kıyı şeridi denize doğru önemli bir girinti yapmıyor.
Sonuç olarak, Eşen Çayı sadece Muğla ve Antalya arasında doğal sınır oluşturmakla kalmıyor; antik çağlardan bugüne kadar uzanan zengin tarihi, doğası ve ekonomik katkılarıyla bölgenin hayat damarlarından biri olarak önemini koruyor. Hem doğa sporları hem de tarihi keşifler için eşsiz bir rota sunan Eşen Çayı, gelecek nesillere aktarılması gereken değerli bir miras olarak varlığını sürdürüyor.