Öyle yalanlar ve iftiralarla boğuşuyoruz ki doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar. Gerçeği görmeme, duymama çaresizliği içindeyiz. Bu çaresizlik artık inada bindi.

Kassandra, Troya Kralı Priamos ve Hekabe'nin en güzel olduğu rivayet edilen kızıdır.

Kassandra'nın en büyük arzusu geleceği bilmek ve rahibe olmaktır. Tanrı Apollon bu güzel kızı arzular ve ona bir teklif sunar; Kassandra onunla birlikte olursa ona geleceği görme yeteneği verecektir.

Kassandra bu teklifi kabul eder ve geleceği görme yeteneğine sahip olur. Ama Apollon ile birlikte olmaz. Bakire bir rahibe olma isteği Apollon'a verdiği sözden daha ağır basar. Bir rivayete göre de aslında en başından beri Apollon ile birlikte olmaya niyeti yoktur, sadece geleceği görme yeteneği almak için Apollon'u kandırmıştır.

Apollon bu duruma çok sinirlenir ve Kassandra'yı lanetler. Lanete göre; Kassandra geleceği görecek ama kimseyi buna inandıramayacaktır. Ve asıl ağır darbe; asla rahibe olamayacaktır. Tam tersine bir kadın olarak aşağılanacaktır!

Gerçekten de öyle olur. Troya Savaşı'nı ve savaşın sonucunu görmesine rağmen kimseyi gördüğü şeylerin yaşanacağına inandıramaz. Çaresizlikle savaşın başlamasını ve bitmesini izlemek zorunda kalır.

Psikolojide, geleceğe dair başkalarını uyarmasına ve doğruları söylemesine rağmen kimseyi kendine inandıramama durumuna Kassandra Kompleksi ismi verilir.

* * *

‘Uzak olsun bizden uzak’ (Popüler bir şarkı sözü gibi!) bir memlekette, söylediği yalanlarla, attığı iftiralarla, kendisini küçük düşüren diktatör hakkında adamın biri (Günümüzün dik duran gazetecileri gibi!) her gün bu yalanları, bu iftiraları komik bir hikâye, bir fıkra uydurarak halkı aydınlatmaya çalışırmış. Halk da bu adamın komik fıkralarına gülermiş.

Diktatör etrafındakilere emir vermiş:

Bunları kim uyduruyor, bulun getirin!

Bulup getirmişler adamı.

Diktatör;

- Bunları sen mi uyduruyorsun?

- Evet efendim!

- Hatırlar mısın? Bu halk her seçimde bana yüzde doksan dokuz oy verir!

- Hayır efendim ben böyle bir şey uydurmadım!

* * *

Övünmek üzerine bir fıkradır.

Yazımı o fıkra ile sonlandırayım.

Sonradan görme zenginin biri Mercedes almış.

Adana-Osmaniye yolunda giderken, tarladan bir traktör fırlamış.

Gümbürr diye giydirmiş Mercedes'e.

Zengin, arabadan güçlükle çıkıp başlamış bağırmaya;

‘Ula görmedin mi Mercedes 500 SEL, full otomatik, kliması var"

Traktör sürücüsü adamın sözünün arasına girip bağırmış:

‘Tamam ağa anladık da, senin sol kolun kopmuş!’

Zengin hayretle kopan koluna bakmış ve bağırmış:

‘Eyvah, Rolex'im de gitti’...

* * *

Merhaba...

Can Yücel yazılarının logosudur.

Merhaba; ben senin dostunum, benden sana zarar gelmez demektir..

Merhaba dostlar...