Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Çetinkaya, fazla tuz tüketiminin yüksek tansiyona yol açtığını ve bunun da böbrek sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti. Sofra tuzu olarak bilinen sodyum klorürün, besinlere lezzet katmasının yanı sıra gıda koruyucu olarak kullanıldığını ifade eden Çetinkaya, aşırı tuz alımının özellikle hipertansiyon ve kronik böbrek hastalıklarının başlıca nedenlerinden biri olduğunu vurguladı.
TANSİYONU KONTROL ALTINA ALMANIN YOLLARI
Prof. Dr. Çetinkaya, “Tuz tüketiminin azaltılması, düzenli egzersiz yapılması, fazla kilolardan kurtulma, sigarayı bırakmak ve stresi kontrol altına almak tansiyonu düşürmede çok etkili yöntemlerdir. Polikliniklerimizde hastalarımızı bu alanlarda birebir takip ediyoruz” dedi.
‘BELİRTİLERE DİKKAT EDİLMELİ’
Yüksek tansiyonun böbreklerin süzme kapasitesini bozarak kronik böbrek hastalığına zemin hazırladığını aktaran Çetinkaya şu ifadelere yer verdi; “Böbrek hastalıkları da aynı şekilde tansiyonu yükseltir. Bu kısır döngü, erken fark edilmediğinde hastayı diyalize kadar götürebilir. Yüksek tansiyonun bazı belirtileri sabah baş ağrısı, görme bulanıklığı, çarpıntı ve kulakta çınlama oluyor. Ancak bu semptomlar her hastada görülmeyebiliyor. Bu nedenle tansiyon ölçümlerinin düzenli hale getirilmesi hayati önemdedir. Ülkemizde kişi başı günlük tuz tüketimi ortalama 15 gram civarındadır. Bu durum başta hipertansiyon olmak üzere kalp, damar ve böbrek hastalıklarında artışa yol açıyor. Tansiyon sadece bir rakam değil; organ sağlığımızın kritik bir göstergesidir. Ne yazık ki hastalar çoğu zaman böbrek fonksiyonlarının büyük kısmını kaybettikten sonra bize geliyor. Bu yüzden erken teşhis ve yaşam tarzı değişiklikleri hayati önem taşıyor.”