Yüzde 27 zamla 22 bin 104 TL’den 28 bin 75 TL’ye yükselen asgari ücret, işçi kesimini derinden sarstı. 2025 yılındaki enflasyon kaybının dahi karşılanamadığını belirten işçiler, 2026 yılını bu ücretle geçirmek zorunda kaldıklarını ifade ederek Antalya’da bulunan Attalos Meydanı’nda eylem yapıp genel grev çağrısında bulundular.
Eylemde, 2026 asgari ücretinin 28.075 TL olduğu, açlık sınırının 30 bin TL’ye, yoksulluk sınırının ise 100 bin TL’ye dayandığı bu dönemde belirlenen asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı vurgulanarak şunlar dile getirildi: “Açıklanan bu ücret, milyonları bir kez daha açlığa, sefalete mahkûm etmek anlamına geliyor. Biz işçi-emekçiler, ücretli kölelik düzeninde yaşıyoruz. Sermayedarları zengin etmek için gecemizi gündüzümüze katmaya zorlanıyoruz, canımızdan oluyoruz. Dünyanın tüm zenginliklerini yaratıyoruz; ancak bunun karşılığında payımıza iş cinayetlerinde ölmek, iş kazalarında sakatlanmak, açlık sınırının altında yaşamak ve yoksulluk düşüyor.”
İNSANCA YAŞAM BEKLENİLEMEZ
“Bir tarafta biz, yani işçi-emekçiler; bir tarafta egemenler, para babaları var. Bu ülkede çalışan nüfusun %60’ı asgari ücret düzeyinde yani açlık sınırının altında yaşamını sürdürüyor. Bu ücretle kira, elektrik, su, doğalgaz, temel gıda, eğitim, sağlık ihtiyaçlarını karşılamak mümkün değil. İnsanca bir yaşam gerçek dışı.” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Diğer tarafta ise bütçe görüşmelerine 9,2 milyonluk saatle katılan milletvekilleri, 235 bin TL maaşlı asgari ücreti belirleyenler, saniyede 509 bin TL harcayan Saray var. Asgari ücret açlık sınırının altında kalırken, 2026 bütçesinde 13,8 trilyon lira vergi geliri hedefleniyor. Bu gelir kalemi vergi yükü ve borçlanma olarak bir kez daha bize yüklenecek. %27 zamlı ücret daha elimize geçmeden.”

ÖRGÜTLENME VURGUSU
Örgütlenme çağrısının yapıldığı eylemde şöyle denildi: “Bizlere dayatılan bu sömürü ve köleliğe karşı durmak bizim elimizde. Emeğiyle, alın teriyle çalışanlar olarak bu sefalet dayatmasını kabul etmeyelim. Örgütlenelim. Sermayedarlar ve patronlar tarafından kurulan bu masadan işçiler lehine sonuç çıkmayacağı belliydi. İşçileri temsil etmeyen bu masayı dağıtmak, hakkımız olanı almak için artık ‘Yeter!’ demekten başka seçeneğimiz yok. Çünkü biz sustukça onlar bizlere sefaleti dayatmaya devam edecek.”
GENEL GREV ÇAĞRISI
Eylemde asgari ücretle yaşamın mümkün olmadığına vurgu yapılarak şu sözlerle genel grev çağrısı yapıldı: “Geleceğimiz için, haklarımız için, insanca bir yaşam için birlik olmaktan, mücadele etmekten başka yolumuz yok. Asgari ücret belirlendi diye hiçbir şey bitmedi. Ancak bizler harekete geçmezsek bu kölelik düzeni devam edecek. Bizler harekete geçmezsek sefaletimiz, yoksulluğumuz derinleşecek. Gelin hep beraber fabrikalarda, atölyelerde, evde, sokakta, okulda, yaşamın her alanında örgütlenelim. Sermaye düzenine karşı cevabımızı üretimden gelen gücümüzü kullanarak sokakta verelim. Kölelik dayatmalarını püskürtmek için genel grev, genel direnişi örgütleyelim. Genel grev, genel direniş.”




