Acımız ve öfkemiz tarifsiz. 6 Şubat'ta Maraş merkezli 20 Şubat'ta ise Hatay merkezli depremler yaşadık. Yaşanılan depremin bir doğal afet olmadığını, göz göre göre katliam olduğunu; ulaşılmayan enkazlar, gitmeyen yardımlar ve verilen imar aflarından biliyoruz! Yarattığı katliamın yanına kar kalmayacağımı anlayanlar; çadırlar, Kızılay, AFAD nerede diye soran yurttaşlara 'Terbiyesiz, ahlaksız, namussuz, adi' diyerek küfür ediyor. Her seferinde yarattığı yıkımdan küfür ve hakaret ederek sıyrılacağını sanıyor. Biz kadınlar ve LGBTI+ bireyler olarak İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girsin, 6284 sayılı kanun etkin uygulansın diye sokaklarda, evlerde, iş yerlerinde mücadele ederken, aynı hakaret ve küfürleri duyduk ve unutmadık. Unutmadığımız sadece edilen küfürler değil' dedi.
MALZEME İHTİYACI DEVAM EDİYORKadriye Tuğcu, 'Depremden 4 gün sonra bölgeye gidildiğini, çadırların verilmediğini, verilse dahi kadınlar, LGBTI+'lar ve çocuklar için güvenli alanların sağlanmadığını, tuvaletlerin, duşların olmadığını, bölgede hijyenik ped ve bebek bezine neredeyse yalnızca bizim dayanışmamızla ulaşıldığını, depremin 20'nci gününde dahi hala gıdaya bile ulaşımın çok zor olduğunu deprem bölgelerine giderek şahit olduk. Kadınların hijyenik pede, iç çamaşırına, vajinal sağlık malzemelerine, aciliyetle ihtiyaçları var. İnsanların dayanışmayla topladığı malzemelere dahi göz dikiyorsunuz. Toplumsal cinsiyet rollerini her yerde devreye sokuyorsunuz. İzin vermiyoruz. Ülkemizde ağır kriz koşulları yaşanmakta, en temel ihtiyaçlara yüksek vergiler konuluyor. Kamusal alanda yok sayılan kadın özel alana itilmeye eve hapsedilmeye çalışılıyor' ifadelerini kullandı.





