Antalya Yaşam Hastanesi’nden Uzman Psikolog Anıl Yıldız, çocukların sosyal medya kullanımının iletişim becerileri üzerindeki etkilerine dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
YÜZ YÜZE İLETİŞİM ZAYIFLIYOR
Sosyal medyanın çocukları özellikle küçük yaşlarda etkilediğini belirten Yıldız şu ifadelere yer verdi; “Sosyal medya, çocukların yüz yüze iletişim becerilerini ve empati kurma yetisini doğrudan etkileyebiliyor. Özellikle de bu etkiler, çocuk çok küçük yaşlardaysa ve sosyal medyayı herhangi bir denetim olmadan kullanıyorsa çok daha belirgin hale geliyor. Sosyal medya üzerinden iletişim kurmak, yani yazılı mesajlar ya da emojilerle duyguları ifade etmek ilk bakışta kolay ve pratik gibi görünse de, aslında çocukların gerçek hayattaki iletişim becerilerini zayıflatıyor. Çünkü gerçek yaşamda karşımızdakinin yüz ifadesi, ses tonu, bedensel tepkileri gibi çok sayıda duygusal ipucu vardır. Ancak sosyal medyada bu ipuçları yer almaz. Dolayısıyla çocuklar, yüz yüze bir iletişim kurduklarında kendilerini ifade etmekte zorlanabiliyor, karşısındakinin duygusunu anlamakta güçlük çekiyorlar” dedi.
DÜŞÜNMEDEN TEPKİ ALIŞKANLIĞI
Sosyal medyanın çocukları hızlı ve düşünmeden tepki vermeye yönlendirdiğini vurgulayan Yıldız, “Sosyal medya platformları çocukları sürekli olarak hızlı tepki vermeye teşvik ediyor. Beğenmek, yorum yapmak, paylaşmak gibi sürekli etkileşim gerektiren eylemler çocuklarda düşünmeden konuşma ya da davranma alışkanlığını pekiştiriyor. Bu da beraberinde düşünmeden, bazen kırıcı ya da yanlış anlaşılabilecek sözlerin söylenmesine yol açabiliyor. Oysa yüz yüze bir iletişimde, karşımızdaki kişinin anlık tepkilerine dikkat etmemiz, konuşurken düşünmemiz gerekir. Dijital ortamda bu refleks zamanla zayıflıyor. Çünkü karşınızdaki insanın verdiği duygusal tepkiyi göremediğiniz bir ortamda empati geliştirmek de zorlaşıyor” diye konuştu.
‘EMPATİ ZAYIFLIYOR’
Ekran başında geçirilen uzun sürelerin çocukların duygusal farkındalığını azalttığını ifade eden Yıldız, “Ekran karşısında bir kişinin üzülmesini, kırıldığını, mahcup olduğunu göremeyiz. Dolayısıyla çocuklar söyledikleri sözlerin ya da yaptıkları yorumların karşı tarafta nasıl bir duygusal etki yarattığını kavrayamıyor. Bu da empati becerilerinin gelişmesini doğrudan engelliyor. Özellikle siber zorbalık yapan çocukların çoğu zaman karşı tarafı kırdıklarını bile fark etmiyorlar. Onlar için bu bir şaka ya da eğlence gibi görünebiliyor çünkü sonuçlarını gözlemleyemiyorlar. Oysa gerçek bir ortamda birini üzdüğünüzde yüz ifadesinden ya da beden dilinden bunu hemen anlarsınız ve buna göre davranışınızı değiştirirsiniz. Dijital iletişimde bu geri bildirim mekanizması yok” şeklinde konuştu.
‘ÖZGÜVEN VE BAĞ KURMA ZEDELENİYOR’
Sosyal medyada maruz kalınan ‘mükemmel hayat’ algısının çocuklarda özgüven sorunlarına neden olabildiğini belirten Yıldız şunları söyledi: “Sosyal medya platformlarında sıklıkla idealize edilmiş, gerçeklikten uzak, kurgu hayatlara tanıklık ediyoruz. Bu durum bazı çocuklarda ‘Ben yeterince ilginç değilim’, ‘Paylaşacak bir şeyim yok’, ‘Ben konuşacak kadar önemli biri değilim’ gibi olumsuz düşüncelere yol açabiliyor. Bu da onların yüz yüze iletişimden kaçmalarına, sosyal ortamlarda pasif kalmalarına neden olabiliyor. Kendini yetersiz hissetmeye başlayan çocuk zamanla gerçek ilişkilerden uzaklaşabiliyor ve bu durum hem sosyal hem de psikolojik gelişimini olumsuz etkiliyor.”
Sosyal medya üzerinden kurulan arkadaşlık ilişkilerinin yeterince derinlik kazanamadığını vurgulayan Yıldız, “Eğer bir çocuk arkadaş kavramını yalnızca sosyal medya üzerinden tanımaya başlarsa, bu durum gerçek hayattaki arkadaşlık ilişkilerinin sığ ve yüzeysel olmasına neden olabilir. Sanal ortamda kurulan ilişkiler çoğunlukla anlık paylaşımlara, beğenilere, mesajlara dayanıyor. Bu ilişkilerde gerçek bir bağ kurmak oldukça zordur. Gerçek arkadaşlık ise birlikte zaman geçirmeyi, duyguları paylaşmayı, karşılıklı güveni içerir. Sosyal medyada bu unsurlar eksik kalınca, çocuklar aidiyet duygusu geliştiremiyor ve duygusal bağ kurma kapasiteleri zamanla zayıflayabiliyor” dedi.