Turizm, Türkiye’nin ana ihracat kalemleri arasında ilk sırada yer almaya devam ediyor. “Bacasız sanayi” olarak bilinen turizmde son dönemde yatırımlar da arttı. Ancak yatırımlar ve turizm modellemesinin sonucunda işletmeler kazanç sağlamakta zorlanmaya başladı. Artan enflasyon ile birlikte yerli turistin de geceleme sayısı bir hayli düşünce otellerde kazanç sıkıntısı baş göstermeye başladı.
Veriler de artan yatırımların fazlalığını gözler önüne seriyor. Zira 2025 yılında 275 yeni otel yatırımı başladı. Bu yatırımların çoğu Antalya, Mersin, İstanbul, Muğla, Ankara, Balıkesir ve İzmir gibi illerde yoğunlaşıyor. Yeni yatırımların büyük kısmı, 5 yıldızlı ve yüksek yatak kapasiteli tesislerden oluşuyor.
FİNANSE ETMEK İÇİN 200 GECELEME GEREKLİ
Konu ile alakalı açıklamalar yapan turizmci Erol Karabulut’a göre bu büyüme, hem fiyat hem de doluluk açısından sürdürülebilir değil. “Türkiye’de ortalama otel doluluğu yüzde 52 civarında seyrederken, her bir yatağın finansmanı için yıllık en az 200 geceleme gerekiyor. Bu da otellerin yıl boyunca yüzde 55-95 doluluk aralığında çalışmasını zorunlu kılıyor” diyen Karabulut, “Gecelemelerin yüzde 80’inin gerçekleştiği otellerde, yatak başı 20 bin dolar yatırım yapan Türkiye, yüzde 52 ortalama dolulukla, kişi başı gecelik her şey dâhil 100 dolar ciroyu yeni buldu. Yani bir yatağı finanse etmek için en az 200 geceleme gerekli. Bu da otellerin kapalı kaldığı aylar dışında, minimum yüzde 55 doluluğa ulaşmak demektir. Bu oteller nasıl dolacak?” dedi.
ARZ- TALEP DENGESİZLİĞİ VAR
“Turizmde ‘rekorlar’ kıran Türkiye, ortalamada hâlâ pazarda hak ettiği fiyatlara satamıyor” diyen Karabulut, “Peki bunu yaratan kim?” diye soran Karabulut, “2025 yılında 275 kadar tesis yatırıma girişti. Çoğunluğu Antalya, Mersin, İstanbul, Muğla, Ankara, Balıkesir ve İzmir’de yer alan otellerde, tesis başına ortalaması 350 yatağı bulan büyüklük var. Komple yeni yatırımlarda bu ortalama 450 yatağı buluyor. 5 yıldızlı otellerde ise 600 yatak. Antalya gibi yerlerde bu sayı daha da yüksektir.Özetle Türkiye, rakiplerinde tesis başına ortalaması 250’yi bile bulmayan pazara, fazla ürün sunmaya devam ediyor” dedi.
UCUZA SATIŞ YAPILMAK ZORUNDA KALIYORLAR
Erol Karabulut, “Yıllardır durmayan yatak yatırımlarının sonucu; artmayan otel dolulukları ve ucuza satış olmaktadır. Son dakikacı olmaktır. Elbette bu kaderi aşan tesisler vardır ama sayılıdır. Yatırımcı eksik bilgiyle hareket ediyor. Üstelik yatırımcı, Türkiye’ye 62 milyon turist geldiğini sanıyor. Oysa günübirlikçi ve yurt dışında yaşayan vatandaş sayısı da bu rakama ekleniyor. Günübirlikçi yaklaşık 8 milyon, yurt dışındaki vatandaş ise 9 milyon civarında. Bu durumda gerçek yabancı turist sayısı 45 milyona iner ki, elde edilen veriler bu hesabı doğruluyor. Zira otellere gelen yabancı sayısı 44 milyondur” ifadelerini kullandı.
İÇ PAZAR DÜŞÜK
Karabulut sözlerini “Otellerde yapılan gecelemelerin yüzde 65-70’i yabancılar tarafından gerçekleştiriliyor. Gelenlerin yüzde 70’inden fazlası ‘3S’ (sun, sea, sand – güneş, deniz, kum) ürünlerini tercih ediyor. Yabancılar, otellerde yıl ortalamasında 2,6 geceleme yapıyor. Yazın ise bu rakam 3,5 geceye çıkıyor. Bu dengede, durmayan yatak yatırımlarının yakın vadede olası sonucu değişmeyecek. Üstelik, yüzde 35-40 oranıyla ‘yatak kralı’ olan Antalya’nın düştüğü tuzağa, Muğla ve kısmen diğer şehirler de düşüyor. Bir de sezon uzamıyor, ürün çeşitliliği sabit, iç pazar ise oldukça düşük” ifadeleri ile sonlandırdı.