Burdur Bucak’taki Kocaaliler beldesinin eski adı Melli. Antalya siyasetinde Melli ismini, CHP’nin eski il başkanlarından Ömer Melli’den biliriz. Melli ailesi bu beldedendir. Beldenin ismi en azından onların soyadında yaşıyor. Halk da Melli demeye devam ediyor aslında. Bu tür isimleri, geçmişin katmanlarını içinde barındıran adları niye değiştirdiklerini iyi biliyoruz. Pespaye bir sağcılık, saçma sapan, aptalca bir milliyetçi refleks işte. Aklı başında milliyetçilerin de bu tür icraata karşı olduğunu biliyorum. Yukarıya yaranmaya çalışan ‘küçük adamların’, boyundan büyük işlere soyunması ülkemizi, toprağımız, bölgemizi, beldemizi köklerinden koparıyor, kimliksiz hale getiriyor, bizleri sanki işgalciymiş gibi gösteriyor. Oysa Kocaaliler halkı, hem beldeye, hem de beldenin en ünlü meyvesi olan incire Melli diyor. Hatta festivali bile var. Geçen hafta yapılan Melli İncir Festivali’ne Antalya’dan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal da katıldı. Eşiyle birlikte karlama yedi. Bir üretici, inciri nasıl yetiştirdiklerini anlattı, “Dibine samra döküyoruz” dedi belediyenin videosunda. ‘Samra’, doğal gübre.
İnciriyle ünlü antik kent
1962 yılına kadar Melli ismini taşıyan belde aynı zamanda bir antik kente de ev sahipliği yapıyor. Eski çağlardaki ismi bilinmeyen antik yerleşime de Melli deniyor. Melli isminin, Elmalı bölgesinin antik çağlardaki adı olan Milyas’a benzerliğinden dolayı, bu kent bazı kaynaklarda Milias ya da Milyos diye de geçiyor. MÖ 5. yüzyıla kadar indiği tahmin edilen kentin tarihi, MS 6.-7. yüzyıllara kadar geliyor. Helenistik dönemde ve Roma çağında zenginleşen kentin agora, tiyatro, Apollon Tapınağı gibi yapıları dikkat çekici. Kuzeybatı-güneydoğu eksenli sarp bir kayalık üzerine kurulan antik kentin çevresi uçurumlarla çevrili. Doğal korumanın zayıf olduğu noktalarda surlar yer alıyor. Kuzey yöndeki kayalıkların batısında bir anıt mezar, doğusunda bazilika, sarnıç, tapınak biçimli mezarlar ve lahitlerle yol kalıntıları dikkat çeker. Güney yönünde savunma duvarlarıyla desteklenmiş kentin anıtsal giriş kapısından geçildikten sonra Antoninus Pius’a adanmış imparator tapınağı ile karşılaşılır.
Orijinal ismi bilinmiyor
Kent merkezini oluşturan diğer yapılar arasında konutlar, agora ve tiyatro bulunuyor. Yerleşimin gösterişli konutları güneydeki tepenin üzerinde, batı yönlü olarak sıralanıyor. Çok odalı ve avlulu konutlar zengin bir plan izler. Bu plan, bölgenin antik çağlardaki zenginliğine kanıt gibidir. Kent agorası ve içindeki market binası, diğer yapılara göre daha anlaşılır durumda. Orijinal ismi bilinmeyen, herhangi bir yazıtta adına rastlanmayan Melli antik kentinin en özgün yapılarından biri Apollon kaya tapınağı. Kentin kuzeybatısında yer alan, yaklaşık 6 metre yüksekliğindeki kayaya işlenmiş kabartmada, tanrı Apollon kendini belli belirsiz gösteriyor. Apollon kabartmasının üstünde, ahşap bir çatıyı taşımak için kayaya açılmış hatıl delikleri görülüyor. Kötü durumdaki figür, komşu kent Pednelissos’taki Apollon kabartmasıyla çok benzer. Her iki kabartma arasındaki benzerlikler MS 1. yüzyıl ortalarına tarih veriyor.
Buraların tanrısı Apollon
Melli’nin de yer aldığı Güney Pisidia bölgesinde Apollon’un ayrı bir önemi ve gücü var. Melli’nin komşusu sayılan, Antalya Serik’teki Pednelissos antik kentinde de bir Apollon kutsal alanı bulunuyor. Pednelissos’a çok yakın bir mevkide, Yumaklar Arpacık’ta bulunan Apollon Mamblosenos alanı, kutsal mağarasıyla, kült yapılarıyla, yerleşim birimleriyle birlikte önemli bir ağırlığa sahip. Melli yakınlarındaki Apollon Perminum açık hava tapınağı da dikkat çekici. Side’de bulunan Apollon tasvirli sikkeler ve bu kutsal alanlar arasındaki benzerliği saptayan Prof. Dr. Gül Işın, geç Helenistik-erken Roma arasına tarihleme yaptı. Bu çalışmayla birlikte bölgenin kendine has bir Apollon tipolojisi, ikonografisi olduğu ortaya çıktı.