Antalya Arkeoloji Müzesi’nin 16 Temmuz tarihinde kapatılmasının ardından sayıları 50’yi bulan, meslek odaları, STK’lar, akademisyenler ve yurttaşlardan oluşan Müze Çalışma Grubu gerek basın açıklamalarıyla gerekse çeşitli etkinliklerle her akşam müze nöbetini sürdürüyor.

YILAN HİKAYESİNE DÖNEN RAPOR
Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkım kararına gerekçe gösterilen “Deprem Performans ve Analiz Raporu” sırrını koruyor. İlk eylemlerini 5 Temmuz’da gerçekleştiren Müze Çalışma Grubu, bugüne kadar yaptığı her basın açıklamasında bu rapordan bahsetmiş, fakat raporun kendisine bir türlü ulaşamamıştır.
Müze Çalışma Grubu içinde yer alan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi de yaptıkları basın açıklamalarında bu raporu yetkililerden defalarca istediklerini, ancak nedense raporun bir türlü kendilerine ulaştırılmamasını eleştirmişti. En son 7 Ağustos tarihinde bakanlık tarafından gerçekleştirilen toplantıda da rapor bizzat bakanlık yetkililerinden istenmişti.

İMO’DAN TEPKİ
Bugün bazı yayın kuruluşlarında çıkan “Deprem Performans ve Analiz Raporu’na ulaştık” iddiaları üzerine İMO bir basın toplantısı duyurusu yaptı. Kendilerine bir türlü ulaştırılmayan raporun nasıl olduysa basın organlarına servis edilmesini eleştiren İMO şu açıklamayı yaptı:
“Şubemiz, kamu yararı gözeterek ve konunun içeriği açısından yetkin kamu kurumu niteliğinde bir meslek odası olarak, söz konusu raporu Bilgi Edinme Kanunu kapsamında resmi olarak talep etmiş; ancak bugüne kadar yetkililer tarafından rapor tarafımıza iletilmemiştir. Buna karşın, çeşitli basın kuruluşları rapora ulaştıklarını iddia ederek kamuoyuna açıklamalarda bulunabilmektedir.”

MÜZE ÇALIŞMA GRUBU’NDAN AÇIKLAMA
Müze Çalışma Grubu ise, kamuoyunda oluşturulmak istenen algıya dikkat çekti:
“Müze’nin yıkımına birkaç marjinal grup karşı çıkıyor gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Oysa bugün Müze Çalışma Grubu içinde sayıları 50’i bulan kuruluşlar var ve bu kuruluş temsilcileri her akşam yaptığımız eylemlere katılarak yıkıma karşı olduklarını basın açıklamalarıyla ifade ettiler. Biz başından itibaren şeffaflıktan yana olduk ve şeffaflığı savunuyoruz, grupları da şeffaf bir şekilde açıklıyoruz.”

‘PERFORMANS ANALİZİ ŞARTTIR’
40.günde konuşma yapan Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nihat Dipova, bir binanın depreme dayanıklılığının ancak bilimsel yöntemlerle anlaşılabileceğini vurguladı.
Dipova, “Zemin etütleri, karot numuneleri, donatı tespitleri ve statik-betonarme hesaplamalar yapılmadan bir bina için ‘dayanıksızdır’ denemez. Müzenin bulunduğu alan sert kaya zemin üzerinde ve yüksek deprem riski taşıyan bölgeler arasında değil. Ancak yapının zayıf olup olmadığı ancak doğru bir performans analiziyle ortaya çıkar” dedi.

GÜÇLENDİRME SEÇENEĞİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Dipova, müzenin gerçekten depreme dayanıksız olduğunun kanıtlansa bile yıkımın tek çözüm olmayacağını vurguladı:
“Bir yapı riskli çıkabilir, ancak bu durumda öncelikle güçlendirme yöntemleri devreye sokulur. Mantolama, perde duvar ekleme, dıştan güçlendirme, fiber sargı gibi yöntemlerle binanın ömrü uzatılabilir. Üstelik burası sıradan bir bina değil, Antalya’nın belleği ve simgesel değeri olan bir yapıdır. Ekonomik gerekçeler öne sürülerek kolayca ‘yıkalım’ denemez. Tarihi ve simgesel yapılarda güçlendirme, maliyeti daha yüksek olsa bile tercih edilmelidir.”
Dipova ayrıca, raporun şeffaf biçimde paylaşılmaması ve yalnızca karot sonuçlarının tek başına “rapor” gibi sunulmasının bilimsel olmadığını vurguladı.
‘ÜFLEDİK AMA YIKILMADI’
Nöroloji uzmanı Prof. Dr. Hilmi Uysal ile birlikte müze savunucuları, gazetelerde yer alan “üflesen yıkılır” ifadesine gönderme yaparak müzeye doğru üfledi. Eylemin sonunda “Üfledik ama yıkılmadı” sözleriyle protesto tamamlandı.





