NEVRUZ Bayramı, Türkler ve bölgedeki diğer halklar tarafından binlerce yıldır coşkuyla kutlanan, baharın gelişini ve yenilenmeyi simgeleyen bir gelenek. ‘Yeni yılın başlangıcı’, ‘baharın müjdecisi’ ve ‘doğa bayramı’ olarak kabul edilen Nevruz, Türk dünyasında ve Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan geniş bir coğrafyada geleneksel ritüellerle yaşatılıyor. Nevruz, toplumsal birlik, dayanışma ve yardımlaşmayı simgeliyor.

NEVRUZ'UN TARİHİ VE GELENEKLERİ
Tarihi 18 asırdan fazla olan Nevruz, her yıl 21 Mart’ta kutlanıyor. Baharın gelişiyle doğanın uyanışını simgeleyen bu bayramda, halk bir araya gelerek çeşitli etkinlikler düzenliyor. Ateşten atlamak, sudan geçmek gibi gelenekler, arınma ve yenilenme mesajı veriyor. Nevruz sofralarında bolluk ve bereket teması işleniyor; 7 çeşit yemeğin bulunduğu sofralar, yılın rahat geçmesi dilekleriyle paylaşılıyor.

NEVRUZ'UN SEMENE GELENEĞİ
Nevruz'un vazgeçilmez bir diğer geleneği ise ‘semene’ geleneği. Tarımda bereketli bir yıl dileğiyle nevruz öncesinde buğday ve arpa çimlendirilip sofralarda yerini alıyor. Yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilen Nevruz'da insanlar, evlerini temizleyip yeni kıyafetler giyerek bayramı karşılıyor. Ayrıca, mezarlık ziyaretleri de önemli ritüeller arasında yer alıyor, atalara saygı gösteriliyor.

NEVRUZ KUTLAMALARI
Nevruz kutlamalarında, yumurta tokuşturma, halk oyunları, şarkılar ve danslar da sıkça yer alıyor. Çeşitli spor müsabakaları da düzenleniyor. Ayrıca, Nevruz'un tarihi Ergenekon'a dayandığı için, demir dövülerek Ergenekon'dan çıkış kutlamaları da yapılıyor.

Farsça kökenli ‘Yeni Gün’ anlamına gelen Nevruz, UNESCO tarafından ‘İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası’ olarak kabul ediliyor. Bu bayram, barış, kardeşlik ve yenilenme mesajlarıyla halklar arasında birlik ve beraberliği pekiştiriyor.
 

Muhabir: AYŞE OKAN SARICA