Türkiye’nin turizmde rekor üzerine rekor açıkladığı son yıllarda, istatistiklerin nasıl oluşturulduğu sorgulanmaya başlandı. Uzmanlara göre, açıklanan rakamlar yüzeyde etkileyici görünse de, içeriği ekonomik olarak yeterince karşılık bulmuyor. Konu hakkında konuşan veri uzmanı Erol Karabulut, “Kayıtlı ziyaretçi sayısını artırmak bir başarı gibi gösteriliyor. Ama bu ziyaretçilerin ne kadar harcama yaptığına, ekonomiye ne kattığına bakılmıyor. Sayı çok olabilir ama ekonomik değer düşükse bu başarı değildir” dedi. Özellikle günübirlikçiler ve yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının da turist kategorisine dahil edilmesinin verileri şişirdiğini savunan Karabulut, “Almanya’dan gelen bir gurbetçi kendi evinde kalıyor, dışarıda harcama yapmıyor, çoğu zaman lokantaya bile gitmiyor ama biz onu turist sayıyoruz. Bu rakamın ekonomik karşılığı yok denecek kadar az” dedi.

ALGI YÖNETİMİ YAPILIYOR
Türkiye’nin bu yaklaşımının Avrupa ülkeleriyle büyük bir fark yarattığını belirten Karabulut, “İspanya'nın da zaman zaman benzer yöntemlere başvurduğu görülüyor ama Fransa, Almanya gibi ülkeler net tanımlarla çalışıyor. Bizde ise ziyaretçi sayısı üzerinden algı yönetimi yapılıyor” dedi. Sorununu yalnızca turist sayısının tanımıyla sınırlı olmadığını ve veri toplama biçimi ve yorumlama şekli de ciddi bir sorun olduğunu vurgulayan Karabulut, “Ciro, gelir, döviz girişi ve kâr gibi kavramlar birbirine karıştırılıyor. Bunu kasıtlı yapanlar da var, konuyu bilmeyenler de. Bu da kamuoyunu yanıltıyor” ifadelerini kullandı.

‘TURİZM VERİSİ SİYASİ REKLAM MALZEMESİ OLMAMALI’
Turizm verilerinin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir araca dönüştüğünü savunan Karabulut, “Her yıl ‘rekor kırdık’ deniyor. Sayı büyüdü mü? Evet, ama kişi başı harcama düştü mü? O da evet. Sadece toplam sayı artışına odaklanmak sahte bir başarı yaratır. Veriler şeffaf, detaylı ve denetlenebilir olmalı” ifadelerini kullandı. Karabulut, özellikle siyasi aktörlerin turizm rakamlarını başarı göstergesi olarak kullanmasının sektörel güveni zedelediğini belirterek, “Verilerle siyaset yapılmaz. Veri, yatırımcı için bir pusuladır. Eğer yanlış veri sunarsanız, yatırım da yanlış yere gider. Kamuoyu da yanıltılır” dedi.
Image-260

NİCELİK DEĞİL NİTELİK ÖNEMLİ
Ekonomik etkilerin değerlendirilmesinde ziyaretçi profiline ve harcama alışkanlıklarına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Karabulut, “20 milyon kişi geliyor ama kişi başı 600 dolar harcıyorsa, 10 milyon kişinin 1500 dolar harcadığı bir tablo daha değerlidir. Ne kadar harcadığına, nerede konakladığına, ne hizmet aldığına bakmadan sadece sayı vermek manipülasyondur” dedi. Son olarak Karabulut, daha şeffaf ve uluslararası standartlara uygun bir veri toplama sistemine geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Doğru veri, doğru karar getirir. Turizmi planlamak için, sadece sektörün değil ülkenin de buna ihtiyacı var” diye konuştu.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK/HABER