Yozgat’a bağlı Sorgun ilçesi, tarih boyunca birçok uygarlığın izlerini bünyesinde barındırdı. Arkeolojik araştırmalar, bölgedeki ilk yerleşim izlerinin M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzandığını ortaya koyuyor. Hititler döneminde önemli bir merkez olan Sorgun, daha sonra Frigler, Kimmerler, Medler, Persler, Roma ve Bizans imparatorluklarının hakimiyetinde kaldı.

Selçukluların 11. yüzyılda Anadolu’ya girişiyle birlikte Türk-İslam kültürünün etkisiyle gelişen Sorgun, Osmanlı döneminde Yozgat sancağına bağlı önemli bir idari merkez haline geldi. Bu dönemde tarım ve hayvancılık, bölge ekonomisinin temelini oluşturdu. Cumhuriyet’in ilanının ardından ilçe statüsü kazanan Sorgun, modernleşme sürecinde tarım, hayvancılık ve özellikle termal turizm alanında öne çıktı. Günümüzde ilçede bulunan sıcak su kaynakları, hem sağlık turizmi hem de bölge ekonomisi açısından önemli bir gelir kapısı oluşturuyor.

PEKİ, SORGUN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Sorgun isminin kökeni, bölgenin doğal bitki örtüsüne ve coğrafi özelliklerine dayanıyor. Türkçe’de ‘Sorgun’ kelimesi, özellikle dere ve nehir kenarlarında sıkça rastlanan, esnek ve uzun dallara sahip bir söğüt türünü ifade ediyor. Bu ağaçlar, hem Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde hem de çevresindeki diğer bölgelerde yaygın olarak bulunuyor. Söğüt ağaçları, tarih boyunca hem ekolojik dengeyi koruyan hem de yerel halkın günlük yaşamında önemli bir rol oynayan bitkiler oldu. Bölgede yaşayan eski toplumlar, çevrelerinde yoğun olarak bulunan bu ağaçlara anlam yükleyerek, adlandırmalarında doğa ile kurdukları bağları yansıttılar. Sorgun ismi de bu doğal simgeden türedi. İlçenin yerleşim alanlarının çevresinde ve özellikle su kaynaklarının kenarında söğüt ağaçlarının bolca bulunması, yerleşimin bu isimle anılmasına zemin hazırladı.

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK