Antalya Kent Konseyi 21. Yüzyılda Antalya Çalıştayları programı kapsamında, "Tarım ve Çevre Üzerindeki Baskılar" isimli çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştaya alanında uzman çok sayıda kişi yanı sıra Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencileri de yoğun katılım gösterdi.
3 BİN HEKTAR TARIM ALANI ELDEN ÇIKMIŞ
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, “1970’li yıllarda 200 binlerle andığımız Antalya, bugün yerleşik olarak 3 milyon, turistlerle birlikte ise 25 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor. Bu kadar hızlı kentleşme olunca tarım alanları elden çıkıyor. Türkiye genelinde yılda ortalama yüzde 10’luk bir kayıp yaşanıyor. Antalya’da da 3 bin hektar alan elden çıkmış. Bu alanlar genel olarak yapılaşma ve iş yeri olarak değerlendirilmiş” dedi.
POLİTİKALARLA ENGEL OLMALIYIZ
Başkan Semanur Kurt, “Tarım alanları belki de nüfusla birlikte azalmaya devam edecek; bu kaçınılmaz bir gerçek. Burada tarım politikaları ile bu yok oluşun dezavantajlarını ortadan kaldırabiliriz. Ancak tarım politikaları değişmezse bu alanların azalması büyük bir sorun teşkil edecektir. Bu çalıştayda ele alınan konuların sonucunda Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı için bir yol haritası da oluşturulacak. Biz de bu yol haritasının uygulanmasında ısrarcı olacağız” ifadelerini kullandı.
KARMAŞIKLIKLAR TARIMA ZARAR VERİYOR
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevda Altunbaş, “Türkiye’de arazilerin yüzde 27,5’i tarım, yüzde 18’i de mera alanları olarak biliniyor. TÜİK’in verdiği rakamlar bunlar. Biz de bu rakamlara inanmak zorundayız. Ancak daha önemli bir nokta var. Şu anda tarım alanı olarak belirtilen alanlar tarıma uygun değil ya da tarım alanı olarak belirlenmeyen yerler tarıma elverişli olabilir. Bu karmaşıklıklar ülke tarımına ve dolayısıyla ekonomisine zarar veriyor” dedi.
HARİKA BİR COĞRAFYADA YAŞIYORUZ
Doç. Dr. Sevda Altunbaş, “Her ne kadar sanayide, teknolojide ve turizmde gelişsek de unutulmamalıdır ki Türkiye bir tarım ülkesidir. Bu coğrafyamızın bize sunduğu inanılmaz bir ayrıcalıktır. Ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili ve bu üç tarafı farklı deniz karakterleri ile çevrilidir. Suların karakteri ve karaya yaptığı etkiler farklıdır. Bunlara bağlı olarak çok farklı toprak yapıları vardır. Bunun değerini bilmemiz gerekiyor. Ülkemizde muz da var, çay da var, fındık da var, çeltik de var. Bunlar hep farklı iklimlere ihtiyaç duyan bitkilerdir. Bu kadar değerli topraklara sahipken, bu alanların göz göre göre kaybolmasına izin vermemeliyiz” diye konuştu.
Altunbaş’ın ardından diğer konuşmacılar da kendi alanlarında sunumlar gerçekleştirdi.