Antalya’nın Finike ilçesi sınırlarında, Turunçova ve Sahilkent beldeleri arasında saklı bir tarih hazinesi var: Limyra Antik Kenti. Burası, sadece Türkiye’nin değil, Likya medeniyetinin de en önemli merkezlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Toçak Dağı’nın güney eteklerinde yer alan Limyra, tarihi MÖ 5. yüzyıla kadar uzanan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir. En parlak dönemini ise Likya Kralı Perikle zamanında, yani M.Ö. 4. yüzyılın başlarında yaşamış. Bu dönemde Limyra, adeta Likya’nın kalbi olmuş ve bölgede büyük bir güç merkezi haline gelmiş.
![]() |
![]() |
KAYA MEZARLARI VE KİTABELER
Limyra’ya doğru yol alırken, yol kenarlarında dizili kaya mezarlar dikkatimizi çekti. Bölgenin tarih boyunca ne kadar zengin ve kültürel açıdan önemli olduğunu gösteren bu mezarlar, çoğunlukla Likya dilinde yazılmış kitabelerle bezeli. Yani burası, sadece taşlardan oluşan bir antik kent değil; aynı zamanda yazılı tarihinin de canlı bir parçası. Kaya mezarları arasında dolaşmak, Likya halkının ölüm ve yaşam anlayışına dair önemli ipuçları sunuyor.
![]() |
![]() |
ANTİK TİYATRO
Antik tiyatro, Limyra’da mutlaka görülmesi gereken yapılardan biri. İlk başta kapısının kilitli olduğunu düşünebilirsiniz; ancak tel örgüler arasında bulabileceğiniz açık bir kapıdan içeri girerek burayı özgürce gezebilirsiniz. Binlerce yıl öncesinden kalan taş sıralar, sahne alanı ve akustiği deneyimlemek büyüleyici. Orijinal olarak Hellenistik döneme ait olan tiyatro, M.S. 141 yılında büyük bir onarım geçirmiş, bu da yapının önemini ve uzun ömürlülüğünü gösteriyor.
Tiyatrodan sonra yolun sol tarafında bir kapı karşınıza çıkıyor. İçeri girdiğinizde, tarihi suların aktığı kalıntılar sizi karşılıyor. Burada Bedir Hazretleri’nin mezarı gibi mistik ve ilgi çekici yapılar var. Dere boyunca ilerlerken ambar kalıntılarına ve başka keşfedilmemiş alanlara ulaşmak mümkün.
![]() |
![]() |
GAİUS CAESAR’IN ANITSAL MEZARI
Limyra’nın en etkileyici yapılarından biri de Roma İmparatoru Augustus’un manevi oğlu Gaius Caesar’a adanan anıtsal mezar. Gaius Caesar, Kudüs’ten Roma’ya dönerken Limyra’da hayatını kaybetmiş ve bu nedenle ona özel büyük bir anıt yapılmış. Mezarın içinde naaşı bulunmasa da, çevresindeki mermer kabartmalar dönemin sanatını ve Augustus Dönemi realizmini gözler önüne seriyor.
Limyra Antik Kenti, her gün sabah 08.00’den akşam 21.00’e kadar ziyaretçilerini ağırlıyor. Ücretli alana giriş 3 Euro olarak belirlenmiş, ancak Müze Kart sahipleri buraya ücretsiz giriş yapabiliyor.
![]() |
![]() |
KÜÇÜK DOSTLAR EŞLİĞİNDE KEŞİF
Limyra’da gezinirken, size eşlik eden küçük sevimli köpeklerle karşılaşabilirsiniz. Onlar, antik kentin ruhuna ayrı bir canlılık katıyor ve ziyaretinizi daha keyifli hale getiriyorlar. Hem doğanın içinde huzurlu bir yürüyüş yapmak hem de tarihi yapıları keşfetmek isteyenler için Limyra mükemmel bir rota.