İktidardan muhalefete;

Bana oy yoksa sana hizmet yok!

Muhalefetten iktidara;

Bana hizmet yoksa sana oy yok!

Seçim sloganlarına bakar mısınız?

İkiye bölünmüş bir toplum.

Bizden olanlar

Bizden olmayanlar.

Ülke gerçeklerine bakarsak;

Bayram ikramiyesi lütfuna bel bağlamış emekliler.

3 mü verelim 10 mu olsun?

Hani Maraş dondurmasını uzatan; verir gibi uzatıp vermeyen!

İnsanla alay eden, komiklik yapan dondurmacı var ya.

Ülke vatandaşı şaşkın durumda.

O hesap!

Yapılması mümkün değil komik vaatler.

Yerel seçim manzarası dışında ülke sorunlarının tartışıldığı bir seçim.

Bir hesaplaşma.

Madem yerel seçim iktidar için bir ara karne niteliğinde olacak, o zaman

Devam edelim;

En az, en düşük ücret denilen asgari ücret 17 bin lira.

Emeklilerin aldığı ortalama maaş 10 bin lira.

Sürünme ücreti layık görülen emekliler.

30 yıl, 40 yıl çalışıp sigorta primi kesilen, ödedikleri bu primler ile milyonlarca işsize destek olan emekliler.

Madem bir ara karne verilecek.

Alım gücü sürekli azalan bir kesim.

Alım gücündeki azalmayı, ette, sütte, benzin fiyatlarındaki artışlarda hissedebiliyorsanız ona göre seçim yapacaksınız. Bu kadar net.

Adayların kim olduğu hiç önemli değil.

Parlamento da böyle çalışıyor.

Eskiden milletvekilleri bir araya gelir yasa tasarısı hazırlardı.

Şimdi öyle değil.

Bürokratlara emir veriliyor şöyle bir yasa taslağı hazırlayın.

Birkaç milletvekili bulun yasa tasarısını meclise gönderin.

Milletvekilleri aldıkları maaşları hak ediyor mu acaba?

Ya bir dönem milletvekili olan zengin iş adamı emekli milletvekilleri!

Bu çarkın devam etmemesi için karne notu verirken iyi düşünmek gerekiyor.

Sonra saç baş yolmak işe yaramıyor.