Misal dedik. Hani benzin ve motorinin pompa fiyatları yeniden 'kallavice' güncellendi ya. Ve de mutat olduğu üzere gecenin bir yarısı yapıldı ya bu güncelleme. Tamam, unutalım bu afilli kelimeyi de akaryakıta hatırı sayılır bir zam geldi malumunuz. Pompa fiyatı 55-56 lirayı vurdu ama şimdilik, artçıların gelmesi yakındır. Eh haliyle dövizdeki artış önce akaryakıta, sonra da tüm ürünlere yansır elbet. Sözün kısası, domino etkisiyle gıdaya da zam geldi geliyor. Mübarek arkası yarın gibi!

***

Millet tatlı uykusundayken akaryakıta gelen tatsız zam, vatandaşa da çiftçiye de acı bir 'sürpriz' diyecektim vazgeçtim, vatandaş artık güncellemelere(!) alıştı, hatta bağışıklık kazandı, sizce de öyle değil mi? De, akaryakıta ucun ucuna zammın ardı arkası gelir mi, gelir arkadaş. Zira bu güncellemeler, sisteme bağlanmış, otomatik olarak düşüyor sanki. Kötü sürprizler artık ezberimizde, önce akaryakıt, sonrasında elektrik ve doğalgaz daha sonra da çarşı pazar alır nasibini. Şimdilerde vatandaş eli kulağında beklemede.

***

Yaşayıp görelim. Akaryakıta gelen zam, elbette sofraya yansıyacak, akaryakıt zammı elbette sebze ve meyve fiyatlarına zam olarak dönecek. Temel gıda ürünleri etiydi, sütüydü, tavuğuydu, yumurtası ve peyniriydi bunlara hiç dokunmayalım, zira kasabın yolunu bulamayan vatandaş, temel gıda ürünlerine not olarak kocaman bir sıfır vermiş halde. Ah, zeytini unuttuk değil mi; unutalım zaten haber doğruysa zeytinlikler madencilik faaliyetleri için yok edilecekmiş. Yorumsuz.

***

Ekonomik veriler, güncellemeler derken yaşam yaşanmaz hale gelmiş de vatandaşın alım gücü falan kalmamış. Harcamalar zorunlu alanlara yönelmiş; kira, sağlık, faturalar ve alabildiği kadar gıdaya. Sosyal yaşam mı dediniz, o da ne ki? Millet kendini sosyal hayata çoktan kapatmış da olmuş asosyal. Küçük esnaf deseniz alışverişin ve tüketicinin adını sanını unutmuş, iş yerinin önünde tavla atar olmuş. Sabah “Bismillah” deyip dükkanını açarken de “Bugün devredecek müşteri bulur muyum” der olmuş. Dedik ya, vatandaş bağışıklık kazandı 'acı patlıcanı kırağı vurmaz’ misali.

***

Peki, aylarca iş arayıp da bulamayan, işsiz güçsüz kalan vatandaş ne yapsın? Onların durumu hepten vahim. İş bulma umudunu yitirmiş, kapısını çaldığı iş yerleri teker teker yüzüne kapanırken onun da çalacak kapısı kalmamış. TÜİK söylüyor “İşsizlik sayısı artıyor” diye. Kalem kalem yapılan zamlar, zaten emeklinin, asgari ücretlinin, memurun, amirin aldığı aylığı cebe girmeden buharlaştırmıyor mu? O nedenle kimse zahmet etmesin, vatandaş zorunlu tasarrufa alıştı çoktan. Haydi, hoşça kalın.