Deprem riski taşıyan Antalya’da, suya doygun ve sıvılaşma riski yüksek zeminlerde yapılaşmanın hızla sürdüğüne dikkat çeken Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Yüksel Karaman, şehir planlamasında bilimin değil, rantın ön planda olduğunu vurgulayarak yetkililere “bilimsel önlem” çağrısı yaptı.
‘ZEMİN GÜVENSİZ, YAPILAŞMA DEVAM EDİYOR’
Karaman, “Antalya artık kıyılara sıkışmış durumda. Yerleşim alanlarının büyük bölümü, özellikle kıyı kesimlerinde yoğunlaşıyor. Ancak bu bölgeler jeolojik olarak suya doygun alanlar. Yani zemin, yeraltı suyu açısından oldukça yüksek değerlere sahip. Bu da deprem anında zeminin sıvılaşma riskini artırıyor. Yani binalar sağlam dahi olsa, üzerinde kurulu olduğu zemin güvenli değilse, ciddi hasarlar meydana gelebilir. Buna rağmen, bu riskli bölgelerde yapılaşma hız kesmeden devam ediyor. Sonra da afet yaşandığında şaşırıyor ya da üzülüyoruz. Oysa bu durum, öngörülebilir ve önlenebilir bir tablo” dedi.

‘ŞEHİR PLANLAMASINDA BİLİM YERİNE RANT ÖNCELİKLİ’
Şehir planlamasında bilimsel yaklaşımların göz ardı edildiğini belirten Karaman, “Bugün kent planlaması maalesef siyasi ve ekonomik önceliklere göre yapılıyor. Rant, ön planda tutuluyor. Oysa bilim insanlarının ve uzman mühendislerin uyarıları dikkate alınsa, çok daha güvenli ve sürdürülebilir bir kent yapısı kurulabilir. Bilimin esas alınması gerekiyor ama ne yazık ki bilimsel veriler yerine günübirlik politikalar tercih ediliyor” diye konuştu.
‘DEPREM UZMANLIK İSTER’
Depremle ilgili kamuoyunda sık sık uzman olmayan kişilerin yorum yaptığını da eleştiren Karaman, “Şu anda deprem konusunda jeofizik mühendislerinin, jeoloji mühendislerinin ya da yapı uzmanlarının değil; televizyonlarda, sosyal medyada astrologların bile yorum yaptığını görüyoruz. Bu durum son derece tehlikeli. Deprem gibi hayati bir konuda bilgi kirliliği yaratmak, insanları yanlış yönlendirmek demektir. Deprem, ancak sistematik, çok disiplinli, bilimsel ve teknik çalışmalarla anlaşılabilir. Herkesin konuştuğu değil, yalnızca yetkin ve bilgili uzmanların konuştuğu bir zemin oluşturmalıyız” ifadelerini kullandı.
‘AFET MÜDÜRLÜKLERİ ARTIK ZORUNLULUK’
Yerel yönetimlere de çağrıda bulunan Karaman, “Antalya’daki belediyelerin tamamı bünyelerinde afet müdürlükleri kurmalı. Bu artık bir seçenek değil, zorunluluktur. Afet yönetimi, bir kurumsal yapıyla ve uzman kadrolarla ele alınmalı. Jeoloji mühendisleri, jeofizik mühendisleri ve inşaat mühendisleri birlikte, koordineli bir şekilde çalışmalı. Sadece depremler olduktan sonra değil, öncesinde de hazırlıklı olmalıyız. Riskleri önceden belirleyip önlem almak, can ve mal kayıplarını ciddi ölçüde azaltır” dedi.
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM BİLİMSEL TEMELDE YÜRÜTÜLMELİ’
Kentsel dönüşüm sürecinin de bilinçli ve planlı yürütülmesi gerektiğini belirten Karaman, “Kentsel dönüşüm adı altında gelişi güzel projeler yapılıyor. Oysa bu süreçte her binanın zemin etüdü mutlaka yapılmalı, mevcut yapı analizleri çıkarılmalı ve tüm bu veriler ışığında karar verilmeli. Bu zorunlu hale getirilmeli. Çünkü deprem sadece binaları değil, çevreyi, doğayı, su kaynaklarını da etkiler. Ekosistem değişir, yeraltı su kaynaklarında kaymalar ya da kesintiler yaşanabilir. Yani afetlerin etkisi yalnızca sarsıntıyla sınırlı değildir. Tüm bu sebeplerle akılcı, bilimsel ve planlı hareket etmek zorundayız” şeklinde konuştu.





