Gizemin peşinden koşan Prof. Dr. Fahri Işık, hayatının her evresinde zamanın ötesindeki izleri takip ederek Anadolu'nun derinliklerine daldı. Işık, 27 Ekim 1944'te, tarihin özünden beslenen Malatya topraklarında doğdu. Bu topraklarda büyüyen ve ilk adımlarını attığı bilgelik yolculuğunda, arkeolojiye olan sevgisinin izlerini sürdü.
AKDENİZ’DEN ALMANYA’YA
Malatya'nın topraklarından, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji ve Çağdaşı Anadolu Arkeolojisi Kürsüsü'nden üstün başarı ile mezun oldu. Genç yaşında, 1966 yılında Almanya'nın Bonn kentinde Rhein FriedrichWilhelm Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü'ne yolculuk etti. Burada başladığı doktora çalışmaları, 1973'te ‘Die Koroplastik von Theangela in Karien und Ihre Beziehungen zu Ostionıen zwischen 560-270 v.Chr.’ başlıklı teziyle doruğa ulaştı.
ÜNİVERSİTE YILLARI VE PROFESÖRLÜK YOLCULUĞU
Doktorasını tamamladıktan sonra Anadolu'nun kucaklayıcı topraklarına dönen Işık, 1973 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde Dr. Asistan olarak görev aldı. Bu topraklarda, 1976'da Doç. Dr. unvanını kazandı, ardından 1983'te Profesörlük kadrosuna yükseldi. Atatürk Üniversitesi'nde geçirdiği yıllarda, arkeolojiye olan derin sevgisiyle bilim dünyasına değerli katkılarda bulundu.
1990 yılında, yeni bir sayfa açarak Akdeniz Üniversitesi'ne atanan Işık, burada Arkeoloji Bölümü’nü kurdu. 2011 yılına kadar, hem lisans derslerini sürdürdü hem de yüksek lisans ve doktora programları açarak genç araştırmacıların yetişmesine öncülük etti. Prof. Dr. Fahri Işık, 2011 yılında emekli olmasına rağmen öğretim yolculuğuna Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde devam etti. Bu kez, Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Anabilim dalında bilgilerini öğrencileriyle paylaşmaya devam etti.
ANTİK YOLCULUKLAR VE PATARA'NIN SIRLARI
1988 yılında, Patara Antik kentinde başladığı kazılarla Anadolu'nun tarihini yeniden yazmaya koyulan Prof. Dr. Işık, kazıları halen Prof. Dr. Havva İşkan'a devretmiş olabilir ancak desteğini sürdürüyor. Ona göre, Patara'da bulunan izler ve Anadolu'nun diğer arkeolojik zenginlikleri, batılı arkeologların iddia ettiği gibi yalnızca Yunan, Helen, İtalyan, Makedon, Arap ve Pers kültürlerine ait değil. İşte bu zengin mirasın temeli, Anadolu Medeniyeti'ne aittir.
UYGARLIĞIN ANADOLU'DAN DOĞDUĞU YOLCULUK
Prof. Dr. Fahri Işık'ın kaleminden çıkan ‘Uygarlık Anadolu'dan Doğdu’ adlı kitap, onun Anadolu'nun derinliklerine yaptığı bu zengin yolculuğunun özeti gibidir. Onun gözünden, batı uygarlığının temelinin Anadolu'da atıldığını, bu topraklarda gizem ve tarihle iç içe geçmiş bir medeniyetin yeşerdiğini okuyabilirsiniz.
ARKEOLOJİNİN IŞILTILI DÜNYASI
Her röportajında dile getirdiği gibi Işık, arkeolojiyi sevgiyle kucaklamış bir bilgedir. Onun için, her bir çömlek parçası, bir zaman yolculuğunun kapısını aralar ve binlerce yıl öncesinin insanını günümüzle buluşturur. Bu gizemli dünyanın içinde, Işık'ın aydınlatıcı bakış açısıyla arkeoloji, sadece taşların değil, zamanın kendisinin izini sürmek anlamına gelir.
Prof. Dr. Fahri Işık'ın hayatı, Anadolu'nun derin tarihini keşfetme tutkusunu yansıtan bir destan gibidir. Arkeolojiye olan sevgisi ve uluslararası alanda yaptığı çalışmalar, onu Anadolu'nun zengin geçmişini aydınlatan bir bilim insanı haline getirmiştir. Özellikle Patara Antik kenti kazılarıyla Anadolu medeniyetinin köklerini araştıran Işık, kendi kaleminden çıkan eserleriyle bu mirası genç nesillere aktarmaya devam ediyor. Haber/Erendiz ÖZKURT
