ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Selim Çelik'in haberine göre, Geçtiğimiz yılın Haziran ayında Finike’nin Boldağ mevkiinde yapılması planlanan maden arama ve çıkarma çalışmaları için verilen maden ruhsatı, bölge sakinlerinin tepkisine neden olmuştu. Bölge sakinleri, yapımı planlanan maden ocağının inşa edilmemesi için imza kampanyası başlatmıştı. O dönem, Finike Belediyesi öncülüğünde başlatılan kampanyaya 902 kişi destek verdi. Boldağ mevkiine sınır olan İskele Mahallesi’nin muhtarı Ahmet Çobanoğlu da ocağın içme suyu deposu alanına yakın olduğunu ve halkın sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle maden ocağı yapımı başvurusunun iptali için dilekçe verdi.
TARİHİ ESERLER NEDENİYLE İPTAL EDİLDİ
Bölge halkının tepkisi arasında inşa edilmeye başlanan Boldağ maden ocağının ruhsatı iptal edildi. Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından ilgili birimlere ‘acele’ kodu gönderilen ruhsat iptali yazısında, maden ocağı ve tesise giden yol inşaatları sırasında herhangi bir kültür varlığına rastlanması durumunda çalışmaların acil şekilde durdurularak ilgili kurumlara gerekli bilgilerin verilmesinin istendiği ifade edilerek, “Ruhsat sahasına ulaşım amaçlı yol ve Enerji Nakil Hattı hususlarında Koruma Bölge Kurulu kararlarıyla I. Derece Arkeolojik Sit Alanı içinde talep edilen güzergaha yakın mesafelerde yüzeyde antik kalıntıların olduğu, açılacak yolun sit alanı içerisinde topografik ve arkeolojik bütünlüğe zarar vereceği anlaşıldığından, I. Derece Arkeolojik Sit Alanı’ndan enerji nakil hattı geçirilmesi ve yol geçirilmesi talepleri uygun bulunmamıştır. Yapılacak çalışmalar esnasında alan yakınındaki Arkeolojik Sit Alanı ve Likya Yürüyüş Rotası’nın bulunduğu ve bu rotanın bir bölümünün yapılacak çalışmalar sırasında yok olacağına ilişkin ilgi başvurular ve yazıda bahsedilen hususlar Müdürlüğümüzce ivedilikle inceleneceğinden, nihai karar alınıncaya kadar bu alanda herhangi bir çalışma yapılmaması, yapılan çalışmalar varsa durdurulmasına karar verilmiştir.” denildi.

BÖLGE BAKİR KALMALI
Konu ile alakalı Ekspres’e konuşan Arkeologlar Derneği Antalya Şubesi Başkanı Dr. Sevgi Temiz, söz konusu maden işletmesinin Likya bölgesinde yer aldığını belirterek, “Bu bölgede kaya mezarları, Helenistik kuleler, tarihi çiftlikler gibi çok sayıda eşsiz eser var. Zaten söz konusu bölge başlı başına çok özel bir bölge. Dolayısıyla o bölgenin hiçbir şekilde tahrip edilmemesi lazım. Turizm açısından da oldukça önemli bir bölge. Bu bölgenin bakir kalması elzemdir” dedi. İptal ile alakalı görüşlerini paylaşan Dr. Sevgi Temiz, “Bölgede çalışma yapılması için maden ocağı ruhsatı verilmiş ama firma bunun yanında bir de maden ocağına ulaşmak adına yol yapımı için çalışma başlatmış. Yol yapımı için istenilen güzergâhta tarihi yapılar bulunmuş. Belli ki maden ocağı için ruhsat aldıkları alan birinci derece sit alanı değildi. Ancak yol yapmak için talep ettikleri alan sit alanıydı ve o alanda tarihi eserler çıktı. Bu da iptali beraberinde getirdi” diye konuştu.
EK TAHRİP ALANLARININ DÜŞÜNÜLMESİ LAZIM
‘Her durumda tarihi ve doğal olarak eşsiz olan o bölgenin maden ocaklarına kapatılması gerekir’ diyen Başkan Sevgi temiz, “Sonuçta maden ocağı sadece maden ocağı alanında çalışmıyor. Onların çalışma alanları çok geniş oluyor. Taşıma, çıkarma, yükleme alanları çok daha geniş bölgelere yayılım gösteriyor. 30 metrekare alan için izin isteyip 300 metrekare alana saçaklanan işletmeler gibi düşünebilirsiniz. Bu izinler verilirken sürecin başında işletmenin çıkarım alanı, yol, yükleme, enerji nakil gibi ek çalışmalarını ve bu çalışmalarda tahrip edecekleri alanları düşünerek değerlendirme yapılması lazım” dedi.
HEP DAHA FAZLASINI İSTERLER
‘İptal kararının tabi ki de olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyoruz. Bu tip alınan kararları takdir etmek lazım’ diyen Arkeologlar Derneği Antalya Şube Başkanı Doktor Sevgi Temiz, “Ancak tarz maden ocaklarına ruhsat verilirken bu firmaların, daha geniş alana yayılacağını hesap ederek işlem yapılması gerekiyor. Bu karar belki bir devrim olur. Çünkü buradaki sorun, bu adamların daha fazla talepte bulunması sebebiyle alınmış. Çünkü bu firmalar hep daha fazlasını talep edecekler. İzin verilirken de bu taleplerin hep daha fazla olacağını hesap ederek izinlerin verilmesi, gerekirse hiç verilmemesi gerekiyor. Bundan sonra en azından bu bir tecrübe vesilesi olmuş olur” diye konuştu.




