Bakalım ki kalem bugün ne yazacak? Elbette konumuz toplumsal sorun haline gelen ekonomiden söz edeceğiz. En büyük karabasanımız olan enflasyondan. Sahiden enflasyon vatandaş için ne ifade ediyor! Ekonomik sorun sosyal sorun haline gelmiş, toplumun travması olmuş. Gerçi TÜİK enflasyonuna göre, her yer güllük gülistanlık da etiketler tüketicinin bam teline basıyor, stres yaratıyor ama ekonominin patronu “En zoru geride kaldı” diyor ve ekliyor “Vatandaşımız pahalılıktan yakınmakta haklı”. Ehh en azından vatandaşın halinden anlıyor Ankara ama az daha sabır istiyor, millette kaldıysa tabii.

***

Enflasyon düştü düşecek de verilen tarihler bir türlü tutmuyor. Pazartesi hafta başı, Salı sallanır, Çarşamba çarşafa dolanır, Perşembe ne olur bilmiyoruz ama tavsiye edildiği gibi sabır ve metanetle bekliyoruz. Hani olur da bir gün enflasyon hızı düşer, fiyatları da düşürür mü acaba diye. Zira ekonomik koşullar ağır, bırakın yoksulluğu açlık sınırının altında on binler var. Bir zamanların orta direği yıkılmış, geriye fakir ve zengin kalmış. Bu tarifeyle bu yaşam.

***

Ve sözü ülkenin temel taşı emeklilere getirelim. Geldiğimiz noktada 3-5 lira daha ucuza alışveriş yapmak için kuyruklarda ömür tüketen ak saçlılara getirelim sözü. Malum Ramazan ayı yaklaşıyor, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın fetva hattına göre, emekliye de fitre verilebilirmiş. Devletin resmi kurumu TÜİK dahi 'emekliler yoksullaşıyor’ dediğine göre. Evet, görüyor hatta yaşıyoruz, emekliler bugün ucuz ekmek kuyruğu, ucuz gıda kuyruğu, ucuz soğan patates kuyruğu derken kuyruğun kuyruğunda uzayıp gidiyor. Değerlerimizin değerleri yok oluyor vah ki vah. Ülkenin en önemli seçmen potansiyeli olan emekli, açlık sınırının altında maaş alıyor. Enflasyon oranlarına endeksli olan emekli maaşları, enflasyonun her artışında biraz daha kadük kalıyor ve de emeklinin her geçen gün daha da yoksullaştığı resmi olarak devletin resmi kurumunca açıklanıyor. Ne gam.

***

İstesek de istemesek de bulaştık bir kere. Ülke siyaseti, ülkenin ekonomik gidişatı, liderler ne diyor ne demiyor derken gürültülü patırtılı haberler, akil adamların katıldığı açık oturumlar falan. Gündemin nabzını tutuyoruz. Da, gündemin nabzı falan derken fırlayan nabızlarımızı tutamaz olduk. Peki, o zaman ne yapalım? Memleket meselelerinden uzak mı duralım, yoksa 'adam sende' deyip 'ortaya karışık mı’ diyelim. Veya 'mazeretimiz var’ mı diyelim, iyi de mazeret beyan etmek de mazeret değil ki. Toplum olarak hepimiz, çözüm istiyor ve bekliyoruz. Zira ekonomide enflasyon ‘boynuz kulağı aştı’ misali. Şimdilik hoşça kalın.