İzmir’in en büyük ve en kalabalık ilçelerinden biri olan Buca, tarihi zenginliğiyle dikkat çekiyor. İlk yerleşimin M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzandığı tahmin edilen ilçe, Antik Çağ'dan itibaren önemli bir yerleşim merkezi olarak öne çıktı. Smyrna Antik Kenti’ne yakınlığı nedeniyle ticaret ve tarım açısından stratejik bir konuma sahip olan Buca, tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıdı. Buca ve çevresi, Antik Çağ'da Batı Anadolu’nun önemli ticaret merkezlerinden biri olarak öne çıkan Smyrna (İzmir) ile yakınlığı sayesinde gelişim gösterdi. Bölgede yaşayan ilk toplulukların İonlar olduğu düşünülüyor. Antik dönemde özellikle tarıma elverişli topraklarıyla dikkat çeken Buca, Smyrna’ya bağlı bir yerleşim yeri olarak varlığını sürdürdü. Bizans döneminde ise büyük bir şehir merkezi olmasa da İzmir ile bağlantılı küçük bir kasaba olarak varlığını korudu. Bölge, bu dönemde tarım arazileri ve küçük yerleşim alanlarıyla biliniyordu.
Tarihi Bir Ev Daha Goz Gore Gore Yok Oldu 6Df50

Buca, 14. yüzyılda Aydınoğulları Beyliği’nin, 15. yüzyılda ise Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarına katıldı. Osmanlı döneminde İzmir limanının önem kazanmasıyla birlikte Buca da bir sayfiye yeri olarak öne çıkmaya başladı. Özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda Levanten ailelerin ilgisini çeken ilçe, dönemin Avrupalı tüccarları ve aristokratları için popüler bir yerleşim alanı haline geldi. Bu dönemde inşa edilen köşkler ve konaklar, Buca’nın mimari dokusuna önemli katkılar sağladı. İngiliz, Fransız ve İtalyan kökenli Levanten aileler, ilçede büyük bağ evleri ve yazlık konutlar inşa etti. Üzüm bağları ve şarap üretimiyle de dikkat çeken Buca, İzmir'in en gözde yerleşim alanlarından biri haline geldi.
Buca Kizilcullu Su Kemeri Izmir Rubellin Et Fils Fotografi

Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte hızlı bir değişim sürecine giren Buca, sanayi, eğitim ve ulaşım alanlarında önemli gelişmeler kaydetti. 20. yüzyılın ortalarından itibaren hızla artan nüfus, ilçenin çehresini değiştirdi. Bir zamanlar sayfiye yeri olarak bilinen bölge, sanayi tesislerinin kurulmasıyla birlikte İzmir’in önemli üretim merkezlerinden biri haline geldi. 1992 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nin ilçeye taşınmasıyla birlikte Buca, eğitim açısından da büyük bir merkez haline geldi. Üniversite öğrencilerinin artan nüfusu, ilçedeki sosyal ve ekonomik yapıyı önemli ölçüde değiştirdi. Bugün modern yapıları, tarihi konakları ve canlı sosyal yaşamıyla İzmir’in en büyük ilçelerinden biri olan Buca, hem geçmişten gelen kültürel mirasıyla hem de gelişen şehir yapısıyla dikkat çekmeye devam ediyor.

PEKİ, BUCA İSMİ NEREDEN GELİYOR?
İzmir’in en büyük ilçelerinden biri olan Buca’nın isminin kökeni tam olarak bilinmese de farklı teoriler öne çıkıyor. En yaygın görüş, Buca adının İtalyanca veya Rumca kökenli olduğu yönünde. Osmanlı döneminde bölgede yoğun olarak yaşayan Levanten ve Rum nüfusun etkisiyle, ismin İtalyanca 'bucca' (ağız, geçit) ya da Latince 'bucaea' (küçük yerleşim) kelimesinden türediği düşünülüyor. Bir diğer teori ise Buca isminin, bölgedeki eski bir yerleşim veya coğrafi bir özellikten kaynaklandığını öne sürüyor. Osmanlı döneminde sayfiye yeri olarak gelişen ve bağcılıkla öne çıkan ilçe, özellikle Levanten ailelerin yerleşim yeri haline gelmişti. Bölgeye yerleşen yabancı tüccar ve aristokratların konuştuğu dillerin etkisiyle bu ismin kalıcı hale gelmiş olabileceği belirtiliyor.
Buca Izmir 1950Ler

Muhabir: YUSUF ÖZTÜRK