Diyelim ve girizgâhı bu cümleyle yapalım. Peki, bu ne demekmiş? Karşınızdaki kişinin herhangi bir konuyla ilgili yeteri kadar rahat olmadığını gösteren bir mazeret cümlesiymiş, “Bunu düşüneceğim”. Ama nedenini de maalesef tam olarak bilmezlermiş. Zira bu yalnızca bir duyguymuş, bence de zaman kazanmak. Meali ise, “Her şeye hazırlıklı ol ters köşede yapabilirim”. Durum bu.
***
Bugün de güncemiz 'etkileme' olsun mu? Misal, duyguları ve bunların karşımızdaki kişiyi ikna etme sürecindeki anlamları ile ilgili sohbet edelim, elverdiğince. Şimdi efendim, geçtiğimiz günlerde bir dost meclisinde, ismi lazım değil, bir felsefe öğretmeni ile yapılan söyleşide bulundum. Konu, karşındaki kişinin konuşmaları ile ilgili verdiği yanıtların tırnak içinde 'kurnazca' cümleleri. Bilirsiniz bazı sohbetlerde soru şeklinde yapılan konuşmalarda veya yapılan tekliflerde, karşı taraf kesin yanıt vermez de “Bunu düşüneceğim” diyerek esnek bir yanıt verir. Al bunu evir çevir, cevap havada kalır. İşte konumuz da bu ama doğruyu söylemem gerekirse konu hem ilgimi çekti, hem de aklımı allak bullak etti. Adeta beynim dur ihtarına uymadı.
***
Sarkaç bir o yana, bir bu yana sallanıyor ve de dalgalanma süreci yaşanıyor felsefe hocası konuştukça. Ama kısa notlar da tutmayı ihmal etmedim sizlerle paylaşmak adına. Neyse gelelim sözün özüne. Bilinç, malum cümle (Bunu düşüneceğim) karşısında birçok seçenek arasında mücadele halinde olurmuş. Dahası, “İçimde kötü bir his var” ya da “Emin değilim” gibi cümleler karmasına da neden olurmuş. Bakar mısınız bunu düşüneceğim cümlesinin yarattığı psikolojik kargaşaya.
***
Ama ne yazık ki insanlar her türlü değişikliği, bilinçaltında bir tehdit olarak algılarmış. Birini ikna etmeye çalıştığınızda ise bu kişinin bilincinin teklifinizi değerlendirip “Evet” diyeceğinden ama bundan hemen sonra, bilinçaltının etkisiyle muhtemel pişmanlıklara kapılacağından emin olabilirmişiz. Yani önce “Evet”, sonra “Hayır” derlermiş. Haydii tıpkı ben. Daha da açığı karşınızdaki kişi size güvenmiyor, hatta onu manipüle ettiğinizi düşünüyormuş. Peki, sizce de bu doğru mu?
***
Benim bu sohbet toplantısından anladıklarım bu kadar. Anahtar sözcüğe gelirsek hem temel arzulardan birine hitap eden, hem de mantıklı olduğu açıkça ortada olan bir teklif yaptığınızda, hemen “Evet” yanıtını alırmışız. “Hayır” ya da “Düşüneceğim” yanıtlarını duymak zorunda değilmişiz. Böyle durumlarda, karşımızdaki kişiden bir şey rica etmemize bile gerek yokmuş. Şunu da itiraf edeyim ki lise hayatımda da felsefe derslerinde parmak kaldıranlardan değildim. Sevgiyle kalın.