1984 yılında başlayan ve 1990’lı yıllarda azgınlaşan PKK terör örgütü eylemlerinde yaklaşık 40 bin vatandaşının katledilmelerini yaşadı bu ülke. Binlerce ocağa şehit ateşi düştü. Milyarlarca liralık ekonomik kayıp, yoksullaşan, ötekileştirilen insanlar olduk.
Bitti mi bu acılar? Terör son mu buldu?
Evet, PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakma kararı aldığının ilk saatlerinde Kürt kökenli vatandaşların yaşadıkları bölgelerde kadınlı erkekli halaylar çekilmeye başladı. Yetmez, bu rüzgâr sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil Türkiye’nin her tarafında esmelidir. İzmir’de, Bursa’da, Antalya’da barış türküleri söylenmelidir.
Şehit ailelerini üzmeden.
Vatan sağ olsun diyen anne, babalara saygı duyularak.
Ben de en yakın akrabasının ocağına şehit ateşi düştüğünü yaşayan bir insanım.
Ben de 1995 yılında İzmir’de bir pazar izninde bir çay bahçesinde otururken patlatılan bir bomba ile 5 askerin öldürüldüğü yerde elleri titreyerek o cesetlerin fotoğraflarını çeken bir gazeteciydim.
Şimdi normalleşme zamanı.
Bu Türkiye için bir fırsattır ve hiç kimse ve hiçbir kurum durumdan vaziyet çıkarmadan barış adına bu dönüşüm adımına omuz vermelidir.
Eski husumetler kalkmalı, pazarlık vardı yoktu gibi söylemler bitmelidir.
Artık ‘Sen PKK’lısın’ ya da ‘PKK’lı ile iltisaklısın’ gibi laf sokmalar bırakılmalıdır.
Terörsüz Türkiye özlemi konusunda tüm siyasi liderlerin aynı fikirde oldukları kesin.
Bu adım tüm demokratik sivil toplum örgütleri, devlet kurumları ve toplumun da beklentisidir.
Artık bu acılar bitsin.
Hiçbir ocağa şehit ateşi düşmesin.
Dünden itibaren Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştır.
Türkiye’de bir demokratik dönüşüm süreci için ilk adımlar atılmıştır
Bu süreç içinde, Anayasal değişiklikler yapılacak mı?
Özgürlükler için ne düşünülüyor?
Hapishanelerde terör destekçisi iddialarıyla tutuklanan, yargılanmaları süren vatandaşlar için ne düşünülüyor?
Şehit ailelerine bu barış adımı nasıl anlatılacak?
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan müjdeler var demişti?
O’na da bu dönemde parti genel başkanı gibi değil, Cumhurbaşkanı olarak toplumun her kesimini kucaklamak görevi düşüyor.
Bilmem yanlış mıyım?