Ege Denizi’ne uzanan verimli topraklar üzerinde kurulu olan Çiğli, tarih boyunca yerleşim açısından stratejik öneme sahip bölgelerden biri olarak öne çıktı. İlk izleri Antik Çağ'a kadar uzanan bölge, Smyrna (İzmir) antik yerleşiminin hinterlandında yer aldı. Özellikle Gediz Nehri'nin eski yatağına yakın konumu, tarım ve ulaşım açısından Çiğli’yi cazip kıldı. Roma ve Bizans dönemlerinde tarımsal üretim alanı olarak kullanılan bu bölge, erken dönem Hristiyanlık izlerine de ev sahipliği yaptı. Orta Çağ boyunca nüfusu sınırlı olsa da, bölge kırsal yaşamın sürdüğü sakin bir yerleşim olarak varlığını korudu.
Osmanlı döneminde Çiğli, İzmir limanına olan yakınlığı sayesinde tarım ürünlerinin sevk edildiği bir geçiş noktası haline geldi. Özellikle 19. yüzyılda Anadolu’yu İzmir’e bağlayan demiryolu hattının kurulması, bölgenin gelişiminde önemli bir dönüm noktası oldu. Bu hat üzerinde bir istasyon bölgesi olarak varlık gösteren Çiğli, giderek daha fazla göç alan bir yerleşime dönüştü. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte nüfus hareketliliği daha da hız kazandı. 1950’li ve 60’lı yıllarda Balkanlar ve Türkiye’nin doğu illerinden gelen göçlerle birlikte yeni mahalleler oluştu. Kırsal yapıdan çıkmaya başlayan ilçe, altyapı yatırımlarıyla büyümeye devam etti. 1992 yılında Karşıyaka’dan ayrılarak ilçe statüsü kazanan Çiğli, böylece kendi belediyesine ve yerel yönetim yapısına kavuştu. Bugün hem sanayi bölgesi, hem yerleşim alanları hem de doğa koruma alanlarıyla çok yönlü bir kent profili çizen ilçe, İzmir Kuş Cenneti gibi uluslararası öneme sahip doğal alanlara da ev sahipliği yapıyor.
PEKİ, ÇİĞLİ İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Çiğli, bugün İzmir’in gelişen ilçeleri arasında yer alsa da, adının kökeni geçmişin doğayla iç içe yaşamına dayanıyor. Araştırmalara göre ‘Çiğli’ ismi, bölgede tarih boyunca yaygın olarak görülen çayırlık, bataklık ve sazlık alanlara atıfta bulunuyor. Eski dönemlerde sık sık su baskınlarına uğrayan ve Gediz Nehri’nin taşkın alanına yakın olan bu coğrafya, uzun süre yerleşim için elverişli olmayan, sulak ve çimenlik bir arazi görünümündeydi. Bu nedenle yöre halkı, bu bölgeyi ‘çiğli’ yani nemli, rutubetli ve otlak alan olarak tanımlamaya başladı. Zamanla bu tanım, bölgenin adı haline geldi.