Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kültür ve gastronomi rotaları oluşturmak gibi bir projesi var. Zaten popüler olmuş, neredeyse tamamen turistik hale gelmiş beldeleri değil, Antalya’nın yeterince tanıtılmamış, fazla bilinmeyen bölgelerini, ilçelerini, güzergahlarını kapsıyor bu proje. Alternatif turizm rotaları yani… İlki de Finike-Elmalı rotasıydı. Kumluca’da Rhodiapolis, Finike’de Limyra ve Arykanda antik kentlerini kapsayan, oradan da Elmalı’ya ulaşan bir rota… Orada da Abdal Musa, Elmalı Müzesi, Elmalılı Hamdi Yazır Müzesi, Ketenci Ömer Paşa Camisi gibi adreslerle sürüyor. Finike’de alternatif turizm işletmesi Turkuaz Köy, Elmalı’da ise Subaşı Çiftliği ve Likya Şarapları bu rotanın lezzet durakları… Velhasıl güzel bir rota…

BÜYÜKŞEHİR’İN TURİZM PROJESİ
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı, Elmalı Belediyesi, Antalya Rehberler Odası gibi kurumların omuz verdiği projenin tanıtım gezisine bir grup ‘fenomen’ ve tur operatörüyle birlikte katıldık. Bu ‘fenomen’ bahsi, ayrı bir yazı konusu… Onu şimdilik geçelim. Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanı İsmail Oskay tur boyunca bizi yalnız bırakmadı. Her ayrıntıyla ilgilenen bir diğer isim ise Elmalı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Durmuş Altan. Aynı zamanda bir arkeolog olan Durmuş Altan, özellikle Elmalı yöresini anlatan videolarıyla gündem oluyor. Tanıdığımız, bildiğimiz, takip ettiğimiz bir isim…

KÜLTÜRDEN KÜLTÜRE YOLCULUK
Projenin yürütücüsü Ebru Açıkalın ve rehberimiz ise Berfin Özçelik’i asla unutamayız. Emekleri gerçekten büyük… Bir başka emektar da Elmalı Belediyesi’nden Saliha Cansu Durdemir… Onu da unutmak olmaz. Tabii gitarıyla geziyi renklendiren, şarkılarıyla hepimizi coşturan Onur Nugay’ı da özellikle anmamız lazım. İşte böyle güzel, keyifli bir ekiple Elmalı yollarına düştük. Bölgeyi parçalar halinde biliyoruz elbette, fakat bir rota konsepti içinde birleşince güzel bir fotoğraf ortaya çıkmış. Turkuaz Köy, Subaşı Çiftliği ve Likya Şarapları’na farklı tarihlerde ayrı ayrı uğramıştım, ama bu sefer üçünü bir arada, peş peşe görme olanağımız oldu. Kültürden kültüre, lezzetten lezzete hem tarihsel, hem de sosyal bir geçiş.

ÖZLEM SUBAŞI’NIN KRUVASANLARI
Duraklarda da kısa bir mola verelim. Turkuaz Köy, Finike’de üç kuşaktır narenciye üreten bir ailenin çocuğu olan Celal Bülbül’ün hayal projesi. Yanından Limyros çayının geçtiği geniş bir arazide hem lezzet, hem konaklama olanağı sunuyor bu köy. Otel, restoran ya da tesis demiyoruz; Celal Bülbül’ün dediği gibi, biz de ‘köy’ diyelim buraya. Portakal ağaçlarıyla kaplı bir alanda doğal ürünler, doğal tatlar. Oradan Subaşı Çiftliği’ne geçelim. Hasan Subaşı’nın oğlu Celal Subaşı, eşi Özlem Subaşı’yla birlikte bir marka yarattı: Konak Dondurma. Özlem Subaşı’nın ayrı bir tutkusu daha var: Kruvasan… Subaşı Çiftliği’nde, Özlem hanımın yetiştirdiği emekçi kadınlar tarafından müthiş lezzetli kruvasanlar üretiliyor. Öyle böyle bir tat değil, gerçekten muhteşem. Her aşamasında, her santiminde kadın emeği, kadın titizliği, kadın güzelliği var.

ŞARAP KADEHİNDEKİ ARKEOLOJİ
Bölgedeki üçüncü marka da, neredeyse doğum yıllarına tanık olduğumuz Likya Şarapları… Burak Özkan’ın büyük hayali, artık 25 yaşına bastı. Likya sadece adında durmuyor bu markanın, arkeoloji serisi diye müthiş bir serisi var. Patara, Kadyanda, Opramoas, Araxa, Arykanda, Podalia, Kızılbel gibi isimler bu şişelerde demleniyor. Burak Özkan, Elmalı’dan Akseki’ye kadar uzanan bölgede 16 üzüm türünü yeniden hayata döndürdü. 25 yıl önce bu sektöre girdiğinde Türk şarapçılığının 6 üzümü vardı. Şimdi ise 22 türle dünya pazarındayız. Dünyada bilinen 7 antik üzüm DNA’sı var. Burak Özkan’ın bulduğu üzümlerin DNA’sı ile bu üzümlerin genetiği karşılaştırılıyor. Eğer benzerlik bulunursa, Elmalı bölgesi şarabın antik yurtlarından, en eski topraklarından biri olacak. Arkeolojinin kazarak, taşlara, toprağa, katmanlara, yapılara, temellere, kentlere, kaynaklara sorarak araştırdığını, toprağın üstündeki yaprak, dal, asma bize söylemiş olacak. Yaşayan arkeoloji işte böyle bir şey… Burak Özkan’ın hayalleri şişede durduğu gibi değil. Elmalı ovasında hem binlerce yıl geçmişe, hem de yeryüzünün her köşesine açılıyo