ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, Şube binasında düzenlenen basın açıklamasında, depremlerin yarattığı olumsuz etkiler ve alınması gereken önlemler üzerinde durulurken Akdoğan, “6 Şubat Depremleri'nin 1. yılında, depremlerin yol açtığı trajediyi hatırlamak ve gelecekte benzer felaketleri önlemek adına atılacak adımları düşünmek zorundayız. Depremlerle mücadelede ortak bir çaba göstermeli ve toplumun güvenliğini sağlamak adına mühendisler, mimarlar ve yerel yönetimler el birliğiyle çalışmalıdır” dedi.

RİSKLİ YAPI STOĞU

Yerel yönetimlere talip olan adayların en büyük vaatlerinin depreme dirençli kentler yaratmak olması gerektiğini belirten İMO Şube Başkanı Soner Akdoğan, depremin yıkıcı etkilerine dikkat çekerek başkan adaylarına seslendi. Akdoğan, “Yerel seçim sürecindeyiz. Yapı stokumuzun çok riskli olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Ülke bazında yapı stokumuz ciddi riskler içeriyor. Yerel seçim sürecinde ben yerel yönetimlere talip olan adayların en büyük vaatlerinin depreme dirençli kentler yaratmak olduğunu düşünüyorum. Adaylar uzun süredir geziyorlar netleşen belediye başkan adayları var. Depremle ilgili riskli yapı stokumuzla ilgili vaatlerini bir görelim. Oy koparacakları, oy alacakları ziyaretlerde bulunuyorlar. Biz işin tekniğini bilen insanların karar verici kadrolarda olmasını istiyoruz. Bu işe çözüm iradesi gösterebilecek, ranttan uzak bilim ve teknikle yaklaşan vaadi depreme dirençli olacak adaylar istiyoruz” şeklinde konuştu.

VAADİN YÜZDE 8’İNE TEKABÜL EDİYOR
‘Son 1 yılda TOKİ tarafından ihalesi yapılmış konut miktarı ise toplamda 108.936 adettir’ diyen Akdoğan, “ Bu ihalelerin toplam bedeli 203 milyar 973 bin Türk Lirası'dır. Bunlardan bir kısmının inşasına henüz hiç başlanmamış olmakla birlikte, tamamlanma oranı yüzde 70’in üzerinde olan konut sayısı 25 bin 119 adettir. Yani kısa vadede bitirilip teslim edilebilecek konut miktarı TOKİ verilerine göre 25 bin civarındadır. Bu durum siyasilerin geçen yıl verdikleri sözlerin veya ortaya koydukları hedefin ancak yüzde 8’ine tekabül etmektedir” ifadeleriyle sözlerin tutulamadığına dikkat çekti.

Foto (2)-112

'TOPLUMSAL BİR TRAVMA YARATTI'
Şube adına basın açıklamasını okuyan İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Engin Yergök, “Resmi verilere göre 50 binden fazla insanımızı yitirdiğimiz, yaklaşık 40 bin binanın yıkıldığı, 200 binden fazla binanın ise ağır hasar aldığı 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki 6 Şubat 2023 Depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Şüphesiz 6 Şubat depremleri büyüklüğü, şiddeti, yıkıcılığı ve ivmeleri açısından yer bilimcilerin ve sismologların da beklentisini aşan depremlerdir. Oldukça geniş bir coğrafyada etkili olan, can ve mal kaybının bu kadar büyük olduğu 6 Şubat depremlerinin, toplumsal bir travma olarak uzun yıllar etkisini sürdüreceği de bir gerçektir. Böylesi sarsıcı bir afetin ardından beklenen ve de olması gereken hiç şüphesiz, bugüne kadar alınmamış tedbirlerin alınması için derhal harekete geçilmesi, güvenli ve sağlıklı yapılaşma için bilim çevrelerinin, meslek odalarının önerilerinin hayata geçirilmesidir. Ancak geride kalan 1 yıla dönüp bakıldığında ne yazık ki geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak ciddi bir çalışmanın yapıldığını söylemek pek mümkün olmamaktadır” diye konuştu.

Foto (1)-21

SORUNLAR DEVAM EDİYOR
Dünyada her yıl ortalama olarak Richter ölçeğine göre 7,0 ve üzeri 19 deprem olduğunu hatırlatan Yergök, “Ancak bunlardan sadece bazılarının yıkıcı etkisi olmaktadır. Bu etki depremin niteliğinden çok gerçekleştiği bölgedeki yaşam alanlarının maalesef kırılganlığından kaynaklanmaktadır. Ülkemiz ise yaşam alanlarının kırılganlığı açısından dünyada en olumsuz örneklerden birini oluşturmaktadır. Çünkü ülkemiz ortalama olarak her 1,5 yılda yıkıcı sonuçları olan depremleri yaşamasına rağmen bir türlü gerekli adımlar atılmamaktadır. Ülkemizde milat olarak kabul edilen Marmara depremlerinden bu yana geçen 24 yıllık zaman diliminde atılan adımlar, yapılması gerekenlerin yanında son derece zayıf kalmıştır. Son yıllarda Elazığ ve İzmir’de meydana gelen göreli olarak sınırlı depremlerde bile ortaya çıkan yıkımın boyutları adeta birer uyarı niteliğinde olmasına rağmen depreme hazırlık konusunda zafiyetler görmezden gelinmiş, sonuçta Şubat 2023 depremlerinin büyüklüğü bahane edilerek yüz binlerce konutun yıkımı veya ağır hasarlı hale gelmesi ilahi takdirle izah edilmiştir. Afet sonrası arama-kurtarma, yardım ulaştırma, beslenme ve acil barınma ihtiyaçlarını karşılama çalışmalarında kamu gücünün sınıfta kaldığı, geçmiş depremlerden ders alınmadığı tüm kamuoyunun malumudur. Yurttaşlarımızın dayanışma bilinci ve gönüllü çalışmalarının büyük katkısıyla depremin ilk elden yaralarının sarılması konusunda eksiklikler giderilmeye çalışılmış olsa da afete müdahalenin devamındaki aşamalarında da kriz yönetilememiştir” şeklinde konuştu.

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ