Antalya'nın göz alıcı doğasında, Kumluca'nın sakin topraklarında, unutulmuş bir zamanın izleri gizlenmiş durumda. Kitanaura Antik Kenti adıyla anılan bu yer, yıllar boyunca sessizce beklemiş ancak şimdi tarihseverlerin ve maceraperestlerin dikkatini çekiyor. Gizemli sokakları, görkemli kalıntıları ve anlam dolu hikayeleriyle Kitanaura, kayıp bir medeniyetin sırlarını taşıyan bir hazine sandığına benziyor.

Güneşin yumuşak ışıkları, Kumluca'nın sakin ovalarını aydınlatırken, tarih boyunca birçok gözün görmediği bir hikaye, yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Saraycık denilen toprakların derinliklerinde, zamanın unuttuğu bir şehir yatmakta: Kitanaura Antik Kenti.

Kitanaura Antik Kenti

KEŞİF VE GİZEMLİ BAŞLANGIÇLAR

Çiçeklerin kokusuyla dolu hafif bir rüzgar eşliğinde, 1842 yılında Thomes Albel Brimage Spratt ve yüzbaşı Edwart Forbes, doğa ve arkeoloji tutkusuyla bu topraklara adım attılar. İlk bakışta sıradan bir tepe gibi görünen bu yer, aslında kayıp bir medeniyetin izlerini barındırıyordu. Ancak, o günlerde adı bilinmeyen bu kente isim bulmak da bir o kadar zorlu bir görevdi. Spratt, "Apollonia" veya "Marmara" gibi önerilerde bulunsa da, gizemli kent, kendi adını saklıyor gibi görünüyordu ve sonunda "Apollania Antik Kenti" olarak anıldı.

ZAMANIN İZLERİ

Kitanaura'nın tarih sahnesine çıkışı, Hellenistik Dönem'e dayanır. Kita lejantlı sikkelere dayanarak, o dönemde sikke bastığı bilinir. Ancak Roma Dönemi hakkında sınırlı bilgi bulunmasına rağmen, surlarla çevrili bu kent, Ortaçağ'a kadar yaşamını sürdürmüş. Özellikle, Bizans Dönemi'nde, Perge Metropoliti'ne bağlı önemli bir piskoposluk olduğu bilinir, bu da kentin dini ve sosyal önemini vurgular.

T A R I H I Y E R K I T A N A U R A 10 Scaled

KENT VE AKROPOL

Kitanaura'nın kalıntıları, doğu batı yönünde uzanan akropol üzerinde ve eteklerinde yer alır. Deniz seviyesinden yaklaşık 1500 metre yükseklikte, surlarla çevrili bu akropole, üç kapı ile girilir. Girişin hemen ardında, Erken Bizans Dönemi'ne ait bir bazilika kalıntısı göze çarpar. Akropol meydanının doğu sınırında, önemli kamu yapıları yükselir. Büyük Bazilika, gösterişli mimarisiyle büyüler ve kentteki en büyük sarnıç, yanında gururla durur. Ancak kentin en dikkat çekici yapısı, hamamdır. Akropolün güneybatısında yer alan hamam, zamanın izlerini taşır ve ziyaretçilerini geçmişin derinliklerine götürür.

ÖLÜMDEN SONRA HİKAYELER

Akropolün batısından kuzeye doğru uzanan orman yolunun her iki yanı, mezarlarla doludur. Aedikula mezarları ve lahitler bu nekropolde sıralanır. Ancak en dikkat çekici mezar, Saraycık Heroonu'dur. Günümüze oldukça sağlam bir şekilde ulaşan bu mezar, askeri giysi ve silah kabartmalarıyla doludur ve geçmişin kahramanlarına bir saygı duruşudur.

Kitanaura Antik Kenti, taşların arasına gizlenmiş bir hazine gibidir. Her kalıntı, her duvar, geçmişin sessiz tanıklarıdır ve ziyaretçilerini tarih boyunca yolculuğa çıkarır.

Muhabir: ERENDİZ ÖZKURT/ÖZEL HABER