Ayniyle vaki. Ulusça yüreğimiz yangın yeri, bir yanda kadim ülkemizin binlerce hektarlık ormanları cayır cayır yanarken diğer tarafta Kuzey Irak'ta dağlık alandaki mağarada arama tarama faaliyeti sırasında metan ve karbonmonoksit gazından etkilenerek şehit olan on iki Mehmetçiğimiz, yüreklerimizi dağladı. Baba ocaklarında, vatan toprağına emanet edilen evlatlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, ailelerine sabırlar diliyoruz. Yüreklerimiz yangın yeri.

***

Mecaz da yapmıyoruz benzetme de Temmuz ayı felaketle geldi vesselam. Ülkemiz de ekonomimiz de yangın yeri. Emekliydi, memurdu, asgari ücretliydi onlara değinmek yok bugün, nasıl olsa durumlar malumunuz. Sistematik şekilde gelen zamlar artan ÖTV'si, KDV'si yolun karşı tarafından geçilen kasabı, manavı ve de tezgahlara bakıp uzaklaşılan çarşı pazarı. Cüzdanlar mı, onlar dolmuyor ki boşalsın, para bir cepten giriyor hoop diğer cepten uçup gidiyor. Kredi kartları derseniz kimliğinden istifa etmiş, cüzdanın köşesine çekilmiş lüzumsuz kart olmuş!

***

Sahiden en büyük ikinci banknotumuz olan 200 TL. Nasıl 200 liracık oldu ki? Bozdurulunca hemencik bitiyor, nereden nereye. Misal, ödeyememe korkusundan dolayı kredi kartı kullanmıyorum, hala direniyorum ama var ya 200 lira da bana direniyor. Bırakın marketi manavı, pazarda bile tezgahlara yanaşmak desturla. Mevsimlik meyvelerin (adını saymaya gerek yok) üzerindeki etiketler adeta 'yaklaşma bana’ diyor. Demem o ki 200 lira ile bugün değil file, poşet bile dolmuyor. Risk primi yükselişe mi geçti ne?

***

Şimdilerde gündeme, yine yastık altı altınlar geldi. Denilene göre, vatandaş birikimi olan altınını yastık altında tutuyormuş, ekonomiye katkı sağlamak yerine. İyi de arkadaş kime ne, millet altınını ister yastık altında tutar, ister yorgan altında. Zaten çoğunluğun da ne yastık altında altını, ne de huzurla başını koyacağı yastığı kalmış. Onun derdi, ayın başında kirayı nasıl ödeyeceği ve ayın sonunu nasıl getireceği. Geçim derdi geçim.

***

Malumunuz altın, altın çağını yaşıyor. Birikimini altın ile değerlendirenler kazanıyor. İster yastık altında tutsun, ister bankada altın hesabında tutsun. Kuyumcu vitrinlerinde süzüm süzüm süzülen çil çil altınlar alıcı bekliyor. Bekliyor da kuyumcu dükkanının kapısından içeriye girmek de mangal gibi yürek istiyor. Piyasa derseniz altına teslim olmuş, sarı maden Dolar'ı, Euro'yu sollamış gitmiş. Alıcısını kazandırır bakıp geçenin keyfini de kaçırır olmuş. Her neyse sözüm yastığının altı boş olanlara! Hoşça kalın.